banner32

CHP İBB meclis üyesi "AKP'nin Kazlıçeşme"büyüsü neden dedi

KAZLIÇEŞME BÜYÜSÜ: Kazlıçeşme’de, Ak Parti yönetimlerini çeken ne var? Orası büyülü mü? Ulaşım Ana Palanında Asya ile Avrupa arasında etüt edilen 6 Raylı sistem hattının üçü Kazlıçeşme’ye çıkıyor. Marmaray Kazlıçeşme’ye gelecek. Bu ilginin nedeni İstanbul’un üzerine çöken ayrıcalıklı yapılar mı? Deniz doldurularak yapılacak binalar ve yat limanı mı?

CHP İBB meclis üyesi

CHP İBB Grup Sözcüsü Yüksek Mimar Mühendis Mehmet Yıldız, AKP’li Başkan Dr. Mimar Kadir Topbaş’ın gözlerine bakarak konuştu: AK PARTİ anlayışı artık İstanbul’a çare olamaz! Çünkü; İBB’nin şirketleri hariç toplam borcu: 9 milyar TL’dir.

Zeytinburnu Times Haber Merkezi 

Yapılaşmaya açılan yeşil alanlar, satılan donatı alanları hep İstanbul’dan götürdü. İstanbul’un kamu arsalarını, işinize gelen vakıflara, üç otuz paraya tahsis etiniz. Milletin malını ve varlığını kendinize destekçi yaratmak için, sınırsızca kullandınız. Ölçüsüz imar rantları ile İstanbul üzerine taşımayacağı kadar büyük yükler yüklediniz. 

Kişiye özel inşaat emsalleri vererek, paralı ve güçlü destekçiler yarattınız. Yanlış politikalarınız, sorun çözmüyor, sorunları çoğaltıyor.Uyguladığınız ulaşım politikaları İstanbul’a çare olamadı. Bundan sonrada İstanbul ulaşımına çare olamazsınız. 

İstanbul’da binalar yükseldikçe, gücünüz de, Ak Parti’nin oyları da yükseldi. Geçmişte İstanbul’a kim ne kazandırmışsa yüzlerce bina ve arsa gibi varlıkları bitirdiniz.İstanbul’un ağaçlarını kestiniz, ormanlarını, su havzalarını ve ekolojik kaynaklarını yok ettiniz. Siz İstanbul Anayasasının değişmez maddelerini ayaklar altına aldırdınız. 

Bu yönetim İstanbul’da donatı alanı bırakmadı. Dilerim İstanbul halkı da bu yağmayı yanınıza bırakmaz. Ak Parti anlayışı da, siz de artık İstanbul’a çare değilsiniz. İstanbul’da değişimin vakti geldi...

İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) 2013 yılı Kasım ayı toplantılarında İBB Bütçesi görüşüldü. CHP Grubu ilk kez bütçeye evet oyu verince, İBB’nin 2014 yılı bütçesi oy birliği ile kabul edildi. CHP Grubunun evet gerekçesi; 30 Mart 2014 de ki yerel seçimde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı kazanması iddiası ile yola çıkması oldu. İBB'nin Bütçesi görüşmeleri üzerine CHP Grubu adına CHP Beşiktaş ve İBB Meclis Üyesi ve CHP Grup Sözcüsü Yüksek Mimar Mühendis Mehmet Yıldız görüş, öneri ve eleştirilerini şöyle sıraladı. CHP'li Yıldız'ın uzun konuşmasında ki satırbaşları şöyle:

İBB Meclisi’nde görüşülen 2014 Mali Yılı Bütçesi tartışmaları sırasında CHP İBB Meclisi Grup Başkanvekili Fahrettin Kayhan da söz alarak Başkan Topbaş’a yönelik konuşmasında şunları söyledi: “Tepki göstereceğinizi biliyorum ama 1,5 saat konuşup ta kendi döneminizde başlayıp bitirdiğiniz projelerden bahsetmediniz. Yeni projeler olarak söz ettiğiniz;  Üçüncü Köprü, Kanal İstanbul ve 3. Havalimanı gibi projeler kendisinin yaptığı yüz binlik planlara aykırı projelerdir. Belediye Başkanımız 1 yıldır Meclis’e gelmiyor. Büyük ihtimalle son toplantısıolacak ve bundan sonra büyük ihtimalle de olmayacak. İstanbul halkı kararını vermiştir. Tünelde ışık görüldü. Halk AKP’li Belediye Başkanlarını evine göndereceklerdir” dedi.

Yine Başkan Kadir Topbaş’ın,
 “Planları mahkemeye veriyorsunuz, sonra davanızı geri çekiyorsunuz” demesine CHP Grup Başkanvekili Fahrettin Kayhan, “Böyle bir şey olduğunu ispat edin, ben tüm görevlerimden ayrılacağım ve siyaseti bırakacağım” diye tepki gösterdi. AKP Grup Başkanvekili Ergün Turan ise Başkan Topbaş’ı savunarak Başkan bu dönemi kastetmedi” dedi. Meclis’i yöneten AKP’li İBB Meclis Başkan Vekili Ahmet Selamet’in CHP’li Başlan Vekili Kayhan’ın konuşmasını zaman zaman kesmesi ve mikrofonunu kapatması CHP’lilerin tepkisine neden oldu. Ayrıca toplantıda Bağcılar Belediye Başkanı AKP’li Lokman Çağrıcı ve CHP’li Meclis Üyesi Hasan Fazıl Afacan arasında laf atışması yaşandı.

CHP Grubu adına CHP Beşiktaş ve İBB Meclis Üyesi ve CHP Grup Sözcüsü Yüksek Mimar Mühendis Mehmet Yıldız görüş, öneri ve eleştirilerini sıraladığı uzun konuşmasında ki bazı konular şöyle;

Sayın Başkan, değerli Meclis Üyeleri, Hepinizi CHP Gurubu adına saygıyla selamlıyorum: 9 milyar 100 milyon TL, olan Bütçenin 1 miyar TL si borçlanma, son beş seneye de baktığımızda borçlanma eğilimi açıkça görülüyor. Borçlanma eğilimi dikkate alındığında toplam borçların daha fazla olduğunu tahmin ediyoruz. 2008 Denetim Raporu borç miktarını; 4 milyar 171 milyon 877 bin TL olarak vermiş. 2012 Denetim raporu; 5 milyar 448 milyon 757 bin TL olarak vermiş. Geçen beş yıllık süreçte sürekli açık veren İBB’nin borcunun daha fazla olacağını düşünüyoruz.

İBB, İSKİ ve İETT’nin toplam borcu: 9 milyar 054 milyon TL. İştiraklerle birlikte bu borcu açıklarsanız, İstanbul halkı bilgilenmiş olacak. 

Çünkü bu borçları İstanbul halkı adına yaptınız. Gelirlerin %88 i vergi ve borç gelirlerinden. İştiraklerden bütçeye ne gibi katkılar var bilmek isteriz.

Değeri 1,5 ile 2 milyar dolar denilen İSPARK ve benzer iştiraklerden bütçeye katkı nedir? Katkı gelmiyorsa bu şirketler, belediye yararına iyi yönetilmiyor demektir. 

Nakit akışı da sıkıntılı görünüyor. 2011 yılı bütçe emanetleri 580 milyon 850 bin TL iken; 2012 yılı bütçe emanet hesabı 809 milyon, 689 bin TL olmuş. Bu rakamlar ödemelerdeki nakit sıkışıklığının yıllara göre arttığını göstermektedir. Bu da Belediye mülkü donatı alanları üzerindeki satış baskısının nedenini gösteriyor.

AKP’NİN İSTANBUL AŞKI:

Sayın Başkan, 19 yıldır içinden geldiğiniz siyaset, 9,5 yıldır da siz İstanbul’u borçlandırarak büyük bütçeler kullanıyorsunuz.

İstanbul yolları tıkalı, raylı sistem programında 86 km geridesiniz. Sanki çok başarılı olmuş gibi de reklamlar yapıyorsunuz. İstanbul’u çok sevdiğinizi de biliyoruz.
 

Siyasetinizin ve sizin İstanbul’a duyduğu aşk, İstanbul’u ne hale getirdi ? 

Bir de o pencereden bakalım mı? Sevginiz İstanbul’u mutlu sona götürmedi. İstanbul’un
 ruhundan götürdü. Siyasetinizin amacı, İstanbul’u yönetmek değil, İstanbul’un sahibi olmakmış. Halk siyasetinize İstanbul’u yönetme yetkisi vermişti. Sizler İstanbul’u “fethettiğinizi” zannetmişsiniz.  Bu yönetim anlayışı İstanbul’un değerlerini tahrip etti, varlıklarını bitirdi.  

·  Yapılaşmaya açılan yeşil alanlar, satılan donatı alanları hep İstanbul’dan götürdü.

·  İstanbul’un kamu arsalarını, işinize gelen vakıflara, üç otuz paraya tahsis etiniz. Milletin malını ve varlığını kendinize destekçi yaratmak için, sınırsızca kullandınız.

·  Ölçüsüz imar rantları ile İstanbul üzerine taşımayacağı kadar büyük yükler yüklediniz. Kişiye özel inşaat emsalleri vererek, paralı ve güçlü destekçiler yarattınız. İstanbul’da binalar yükseldikçe, gücünüz de, Ak Parti’nin oyları da yükseldi.

·  Geçmişte İstanbul’a kim ne kazandırmışsa bu varlıkları bitirdiniz.

(Perpa’nın %50 si, Cevahir’in %60 ı, Hayyt Ricınsi, Sivishotel ve yüzlerce bina ve arsa) 

Kurgulanmış, umut vadeden söylemler ve popülist projelerle, daha çok seçmeni ikna ettiniz.

Sahte bir başarı algısı pazarlayarak geniş kitleleri ikna etmeyi başardınız. Yanlışlarınızın, hatalarınızın, üzerini örttünüz. 

Siz kazandınız. Yandaşlarınız kazandı. Destekçileriniz kazandı.
 Maalesef bu başarının, bir bedeli oldu. Sizler kazanırken İstanbul hep kaybetti, kaybetti, kaybetti.

Sizin İstanbul aşkınızı ve İstanbul’un kaybettiklerini anlatmaya, Romanlar, Şiirler yetmez. Yetenekli değilim ama bir İstanbul şiiri sunmak istiyorum sizlere.

Ben Ankara’yı İstanbul için seviyorum,

Elimde bir kara kalem,

Kalem katran gibi kara.

Yemyeşil Boğaz sırtlarına dokunuyorum.

Sıralı minareler, görkemli kubbeler üzerine,

Ecdadımın ruhu için,

Siyah, simsiyah gölgeler çiziyorum.

Halkımın güveni yan cebimde,

Ellerim her yerinde,

Seni eziyor, eziyorum İstanbul.

Sözde, söylemde, yazıda, seni çok seviyorum.

Almak…  Daha çok almak için İstanbul,

On yıllık, yirmi yıllık

Muhteşem hedefler seçiyorum.

Sahibin kalmak için İstanbul.

Tıkalı yollarında, çıldırmış insanlara,

Umutlar saçıyorum.

Aslı yok metrosundan,  

Hattı yok semtlerine,

Dakikalık yolculuklar satıyorum.

 Biz senin paraya çevrilebilen değerlerine aşığız.

“Akıllı bir tüccar gibi.”

Tarihi, doğal, kültürel, 

Para eden ne varsa.

Tepelerin riyal, vadilerin dolar,

Parkların arsa.

Biz her şeyi senden aldık İstanbul.

Maddi, Manevi, Siyasi,

Elimizde ne varsa.

Biz seni siyah beyaz filmlerden tanıdık.

Sevdalı gençlerini,

Bomboş tepelerini unuttuk.

Sevdamızı AVM’ye taşıdık.

Sana artık bir tepeden bakmıyorum İstanbul.

Betonlaşmış tepelerin.

Emanet edildiğin elin parmaklarından,

Parklarına gökdelenler dikilmiş,

Bahçelere yer delenler çakılmış.

Nerde oynar, Nasıl oynar bebelerin İstanbul.

 

Artık İstanbul’un kaybetmeye tahammülü yok. Bundan sonra hiçbir şey yanlışlarınızın üzerini örtemez. Hepimizi gururlandıran, Marmaray da örtemez. Reklamlarda vaat ettiğiniz gerçek dışı “dakikalık yolculuklar” da örtemez.

PANLI BAŞLADINIZ,  PLANI DELDİNİZ

Yanlışlarınıza İstanbul’un Anayasasından başlayalım mı? “Su havzaları ve orman alanları  …  ekolojik kaynakları korunacak”  maddesinden: İstanbul’un kuzey ormanlarını; Su havzalarını; Ortasından otoyollar geçirerek mi? TOKİ’ye emanet ederek mi koruyacaksınız? TOKİ’ YE, İstanbul içinde gücünüz yetiyor ki, ormanlarda yetsin?

Siz İstanbul Anayasasının değişmez maddelerini ayaklar altına aldırdınız. Siz artık İstanbul için çare olamazsınız. 

İstanbul’un merkezi alanlarındaki satılabilir değerleri bitirdiniz. Şimdi İstanbul’un ormanları, su havzaları uluslararası pazara çıkacak.
  

Dayatılan Popülist projeler: İnşaat sektörüne ucuz ve bakir konut arsaları bulma projesidir. Sıcak paraya bağımlı ekonomiye nefes aldırma projeleridir. İstanbul’un kaynaklarını İstanbul dışına aktarma projesidir.

Bu projeler sıcak para uğruna İstanbul’un boğazını sıkılacak, nefesi kesilecek projelerdir. O nedenle artık AKP politikaları İstanbul’a çare olamaz.

Plan ilkeleri yapılaşma için: “… tarihi ve kültürel mirasa saygılı, doğal çevre ile uyumlu olacak”  diyor. Bu ilkeye uydunuz mu? Boğaziçi sırtlarını, beton grisine boyamak, doğal çevreye uygun mu? Siluetin üzerine gölge düşürmek tarihi mirasa saygı mı?

Bu mecliste iki defa Cem Yılmaz tadında bir şey söylediniz “Eski Türk filmlerine bakın, İstanbul bu gün daha yeşil görünüyor.” Sizi dinleyip izledim. Doğru söylemişsiniz. Filimdeki bomboş tepeler vadiler yeşil değildi. Çünkü filimler siyah beyazdı. Sizin yeşilden ve İstanbul’un mekânsal gelişmesinden anladığınız bol bol AVM yaptırmak. Bırakın İstanbul’un doğru ilkelere göre mekânsal gelişmesini; Siz verdiğiniz AVM’lerin önünde bir küçük meydan, bir boşluk bıraktırabildiniz mi? Uluslararası yola sıfır inşaat yaptırdınız. AVM’ler için İstanbul yollarının altına tüneller yaptırdınız.

SİLUET : Sayın Başkan, İstanbul’un en önemli özelliğinin; “Mimarlık tarihinin başyapıtlarının oluşturduğu muhteşem Siluetidir.”  Diye öğünüyoruz. Siz her defasında; “İstanbul’un dünya kentleri ile yarıştığını” söylüyorsunuz. Karadenizli Temel gibi soralım:

Ha bu İstanbul’un dünya kentleri ile yarışmasu için;  Dünya değeri Siluetini tahrip etmeniz şart midur?”  

Adım gibi eminim ki bunu bilerek, isteyerek ve
 kör bir öngörüsüzlükle yaptınız.

KAZLIÇEŞME BÜYÜSÜ: Kazlıçeşme’de, Ak Parti yönetimlerini çeken ne var? Orası büyülü mü? Ulaşım Ana Palanında Asya ile Avrupa arasında etüt edilen 6 Raylı sistem hattının üçü Kazlıçeşme’ye çıkıyor. Marmaray Kazlıçeşme’ye gelecek.  Bu ilginin nedeni İstanbul’un üzerine çöken ayrıcalıklı yapılar mı? Deniz doldurularak yapılacak binalar ve yat limanı mı? 

AKP’li yerel ve merkezi yöneticiler için Kazlıçeşme’nin büyüsü ve çekiciliği nedendir? 

 

Binaların, imar artışına CHP karşı çıkmış. “ İstanbul siluetini etkileyecek. Gök Kafes, Park Otel gibi tartışılacak” diye şerh konmuş. Ayrıca plana itiraz edilmiş.

·  Ak Partili Ahmet Sadıkoğlu:  “Bu gibi binalar yüzünden İstanbul, UNESCO’nun Dünya mirası listesinden çıkarılacak.” Demiş.

Ak Parti Gurubu aldırmamış: “… Meclisin,  izleyicilerin,  basının önünde deklere ediyoruz.”, “Biz İstanbul’un Ak Parti Gurubu olarak, şehrin böyle bir (tesise) ihtiyacı olduğuna inanarak, …….. irademizi gösteriyoruz” diye meydan okuyup, planı kabul etmiş. (15.07.2009)

Bu taammüden Siluet cinayeti değil mi? Bu Meclis’te “yanlış yaptık” dediğinizi duymadık. Sizde yanlış yoksa; Demek ki: Sultanahmet Camisi ve İstanbul Silueti yanlış yerde. Bu günahı Allah affetmez. Tarih affetmeyecek. Oyları çantada keklik sandığınız İstanbul halkı da affetmeyecek.  Ve inşallah o ucubelerin üst katları “rica” ile değil; Halkın gücü ve hukukun üstünlüğü ile kaldırılacak. İstanbul’un sahip olduğu en önemli değeri Siluetini mahvettiniz. Kendi yarattığı sorunlar karşısında çaresiz kalan bir siyasi anlayış; Artık İstanbul’a çare olamaz.

DONATILAR VE YAŞAM KALİTESİ: Sayın Başkan, Ocak 2013 de, “ Kentsel yaşam kalitesi ve donatılarla” ilgili bir ihaleye çıktınız.  İhale iptal edilmişti.  Önemli olan da şartnamedeki gerekçe ve itiraflar. “Yoğun göç, düzensiz kentleşme, yaşam kalitesini yitirecek şekilde zorlanan doğal eşikler, erişebilirlik sınırlarını aşan”  bir İstanbul tarif ediliyor.

İhalenin amacı da: “Daha yaşanır bir metropol modelinin geliştirilmesi” imiş.  Kendi siyasetinin, 20 yılda İstanbul’u mahvettiğini itiraf eden Sayın Başkan;  9. yılında “İstanbul’u yaşanabilir metropole dönüştürecek modeli” ihale ile aramaya niyetleniyor. Buna sadece “-Günaydın” denir.

İSTANBUL’A GÖÇ: Göçten yakınıyorsunuz. “İstanbul’a göçü” biz mi önleyecektik.  12 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyorsa o önleyecekti. 

·   İstanbul’a nüfus ve yapılaşma getiren, kararları, İstanbul’a tepeden dayatmayacaksınız.

·   İstanbul’dan nüfus çekecek alternatif kentleri, Anadolu’da geliştireceksiniz.

·    Siz de burada Plan ilkelerine uyacaksınız:

Çevre Düzeni Planı: “.. mevcut üniversitelerin uzun vadede yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim veren bir yapıya dönüştürülmesi kararı alınmıştır.” Deniyor. Neden yeni lisans üniversitelerine izin verdiniz?  Çünkü çoğunda, arazi devletten, kurucu vakıflar sizdendi. İstanbul’da açılan her yeni üniversitenin nüfus artışını nasıl etkilediğini o ilkeyi koyanlar biliyor. Siz aldırmıyorsunuz.

Anadolu, İstanbul’a akıyor ve İstanbul sorun yaşıyorsa;  Göç, Türkiye’nin omurgasını zayıflıyorsa; Buna ilişkin, önlem almak Ülkeyi yönetenlerin görevidir. Kendi yandaşlarını, kendi cemaatini güçlendirmek değil, İstanbul’un somut gerçeğini, merkezi yöneticiler de sizler de iyice anlamalısınız.

İstanbul’un sorunlarının çözümünün bir bölümü İstanbul’da, çok büyük bir bölümü de İstanbul dışındadır. 19 yıldır bu sorunları çözecek görevlerdesiniz. Sorunları ve çözümlerini hala anlayamadıysanız;  Siz artık İstanbul için çare olamazsınız.

DONATI ALANLARI: İstanbul’da Donatı Alanı bırakmadınız.

·  Yeşil Alanlar; Turizm-Ticaret alanı oldu.

·  Belediye Hizmet alanları; Akaryakıt İstasyonu.

·  Sosyal Kültürel Tesis alanlarını, “Özel” yapıp “Dindar ve kindar gençlik” yetiştirsinler diye belli vakıflar arasında paylaştırdınız.

·  İstanbul Boğazındaki hazine mülkü yeşil alanlar ve park alanları, birilerine tahsis edilip inşaata açıldı.

·  Tarihi Mesire alanlarına ve korulara oteller yapılacak.

·        İstanbul’da Kat otoparklarına ihtiyaç yok mu? 

Son dört yıllık döneminizde, Katlı Otopark alanında …. Yüzlerce defa plan tadilatı yaptınız. Katlı Otopark alanlarını ticaret ve konut alanlarına dönüştürüp sattınız.

·  Spor alanlarında kaç plan tadilatını Meclise sevk ettiğinizi sayacak değilsiniz ya.

3. yılda tam onlarca Spor alanını başka fonksiyonla inşaata açtınız.

Sonra da neden olimpiyatları alamadık diye başka yerde suçlu arıyorsunuz.   

Elimdeki klasör gibi, başka birkaç klasörde daha donatı yağmasına ilişkin meclis kararları var. Buraya getiremedim. Çünkü bu donatı yağması tek tek yapılırken bu Meclisin duvarları çatlamadı, dayandı. Hepsini birden bu çatının altına getirseydim; “Meclisin duvarları dayanamaz çatlar, Meclisin çatısı dayanamaz çökebilir.” Bu yönetim İstanbul’da donatı alanı bırakmadı. Dilerim İstanbul halkı da bu yağmayı yanınıza bırakmaz

 

ULAŞIM: Ulaşımdaki yatırımlarla öğünüyorsunuz. O zaman, İstanbul’da yolculuklar neden zahmetli ve bıktırıcı. Araştırmalara göre;“Ulaşılabilirlikte” Dünyanın en kötü ikinci kentiyiz.”  “Dur-kalk ta” Dünya birincisiyiz. Bu işkence; Sabah %80, Akşam %125 daha artıyor. İstanbullu trafikte, normalin %55 i daha fazla zaman harcıyor. İstanbul’u 19 yıldır AKP çizgisindeki siyaset yönetiyor; Ulaşımda geldiğiniz nokta:  Bol sıfırlı harcama, sıfır çözüm.  Daha da artan sorunlar.

OBEZ KEMERİNE DELİK AÇMAK

Yanlış politikalarınız, sorun çözmüyor, sorunları çoğaltıyor. Uyguladığınız ulaşım politikaları İstanbul’a çare olamadı. Bundan sonrada İstanbul ulaşımına çare olamazsınız.

RAYLI SİSTEM:  Bir de Reklam Yıldızı yaptığınız raylı sisteme bakalım. İlk Dönem, 2014 yıllı sonu; hedefi: 227 km. Bu dönemde harcanacak yatırım bedeli:  539 milyon 770 bin Dolar. Sanırım bu para harcandı ama verdiğiniz 141 km rakamı hedefin 86 kmgerisinde. Bu rakamların birim maliyet açısından bir anlamı olduğunu bir kenara kaydedelim. 9,5 yılda; yıllık raylı sistem performansını: 8 ile11 km. Bu performansla: 86 km açık bir yılda kapanır mı?

86 KM AÇIK VAR: Sayın Başkan bir gerçeği kimse değiştiremez.“Reklamlar” yalan söyler, “Rakamlar” yalan söylemez.  Plan hedefinin çok gerisindesiniz. Ayrıca, sizden önce başlanıp döneminizde hizmete alınmış hatları da hanenize yazmışsınız. 15,3 km lik Habipler-Topkapı hattı gibi. Reklamdır, haydi o şaşırtmaya da tamam diyelim. Yaptığınızı anlatmak, yapılanla öğünmek elbette hakkınızdır. Yalnız gerçek olması koşulu ile. Geciktirdiğiniz birkaç hattın şaşalı açılışı da; Hepimizin, Türkiye’nin gururu Marmaray da, bu büyük açığın üzerini örtemez. Hem planın gerisinde kaldınız. Hem de çok yüksek maliyetle iş yapıyorsunuz.

REKLAMLAR: Bilbortlarda Sayın Başbakan’la fotoğraflarınız etkileyici; ama rakamlar gerçek dışı. 2013-2019 yılları arası; 259 km. raylı sistem sözü. Her yıl 43,17 km raylı sistem. 2019-2023 yılları; 356 km raylı sistem sözü. Yılda: 89 km raylı sistem. 2023 hedefi tutturulacakmış. Lafla peynir gemisi, reklamla metro yürümüyor. O nedenle İstanbul yollarını kilitlediniz. Sayın Başbakan’ın iki eli de fiilen İstanbul’un üzerinde. Madem bu kadar raylı sistem yapacaktınız?  Neden 9 yıldır, yıllık performansınız; 8 ile 10 km de kaldı? Yapılması gereken hatları neden yapamadınız? Bu reklama yollarda çile çeken İstanbullu inanır mı? Onlar çantada KEKLİK, bu illüzyona inanacaklar öyle mi?

 SİLİFKE TÜRKÜSÜ

“KEKLİK” deyince aklıma Silifke’nin “keklik türküsü” geldi.

“Kekliği düz ovada avlarlar.”

Yeni versiyonu: “Seçmeni bilbortlarda tavlarlar.”

 Türkünün bir bölümde şöyle galiba:

“Aslı yok yaylasında 1500 koyunum var benim.”

“Davetim var herkes kendi kesenizden yiyip içip eğlensin.”

Reklamlarınız da aynısı:

“Aslı yok metrosunda, hattı yok semtlerine,”

“Dakikalık yolculuk vaatlerim var benim.”

“Herkes binsin, gidip gelsin, gezip tozsun eğlensin.”

Aynen… Umarız; gerçek dışı reklamlarla yeniden aday olma kampanyanızın bedelini halkın parasından; Belediye’nin kasasından değil, kişisel paranızdan harcamışsınızdır.

GECİKMELER : (Grafikleri göstererek) Bu “Yatırım Planını” tanıdınız mı? Ulaşım Planının kısa, orta ve uzun dönem yatırım programı. Buna göre: 2011 ve 2012 yılları sonunda hizmete girmesi gereken 57.40 kilometre uzunluktaki üç (3)  hat gecikti,

·  Kartal-Kadıköy: Bir yıl gecikti.

·  Bağcılar Olimpiyat: Bir buçuk yıl gecikti.

·  Üsküdar- Çekmeköy: 2010 da başlayıp, 2013’de  bitecekti.

İhale bile gecikmeli yapıldı. 2015 de biteceği öngörülüyor ama bitmez. İnşaat süresinin üçte biri geçti. (İhale bedeli: 563 milyon, 900 bin, bir yılda harcanan: 30 milyon 880 bin) Harcanan para ihale bedelinin 1/18 de biri. Zamanında bitme olanağı var mı? Keşke zamanında bitebilse.

 

BAŞLANMAYAN HATLAR: Bu gecikmeler zincirleme başka gecikmelere neden oldu. 2012 ve 2013 de başlaması gereken toplam51.50 kilometre uzunluktaki altı (6) ayrı Raylı Sistem hattına hiç başlanmadı.

Ataşehir - Monoray:  11 km; 2012‘de başlanıp, 2013’de bitecekti. Ne durumda olduğu bilinmiyor.

Beşiktaş - Giyimkent -  Bağcılar: 24.5 km; 2012 ortasında başlayacak, 2015’de bitecekti.. Geçen ay mecliste Beşiktaş- Gayrettepe bölümü çıkarıldı. Henüz başlanmış değil.

Bakırköy - Beylikdüzü:  25 km;  2013’de başlayacaktı. Bakanlığa devretme işlemleri devam ediyor sanıyorum.

Bakırköy - Bağcılar:  9 km; 2013 başında başlayıp, 2015’de bitecekti. Bakanlıktan destek bekleniyor.

Yenikapı - Bakırköy: 7 km; 2013 başında başlayıp, 2015’de bitmesi planlanmıştır. Henüz başlanmış değil.

Ünalan-Mecidiyeköy: 11,8 km; 2014 de başlayıp 2015 de bitmesi planlanmıştı. Plan çalışması dahi yok.

 

Ulaşımda 2014 hedefini tutturamayan bir yönetimin, İstanbul için 2023 hedefi olamaz.  Bu anlayış İstanbul’a kaybettiriyor. Artık İstanbul’un kaybetmeye tahammülü yoktur. O nedenle AKP anlayışı İstanbul için raylı sisteme de çare olamaz.

İSTANBUL’U YÖNETME YETKİSİ: Sayın Başkan, İmar yetkileriniz Büyük ölçüde gitti. İstanbul’u doğal güzellikte Dünya’nın bir numaralı kenti yapan Boğaziçi’ni siz planlayamıyorsunuz. Bakanlık Boğaziçi’nde ki yeşil alanları, parkları şu anda bile çatır çatır inşaata açıyor. Sizden çıt yok. Bakanlık ve TOKİ bir numaralı patron.Başta Özelleştirme idaresi birçok kurum plan onama yetkini paylaşmış.

İstanbul’un kuzeydeki yaşam kaynaklarını Sayın Başbakan kendine ayırmış olmalı ki; Köprü, otoyollar, yeni şehirler, yeni kanalların kararını kendisi veriyor. En yüksek tepeleri kendine almış olmalı ki; Çamlıca’ya nereye cami, nereye TV kulesi dikileceğine Belediye karar veremiyor. 

İstanbul’un planlama yetkisi, kanun çıkarılıp dağıtılırken;“Türkiye’yi İhtilal Konseyi” yönetmiyordu. Anayasa yürürlükten kalkmamıştı. O zaman vatandaş olarak soruyorum: “-Nasıl oluyor da bu kanunlar oluyor?”

Sayın Başkan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi;  1990 yılında,  3194 sayılı İmar Kanununun 9. Maddesinin bir fıkrasının iptali için konuyu Anayasa Mahkemesine götürmesi için Danıştay’a başvurdu.  Anayasa Mahkemesi bu yasayı: “ Anayasa'nın 2. 6. ve 127. maddelerine aykırı”görüldüğü için iptal etti. Her sıkıştığınızda 20 yıl geriye gidip haksız yere eleştirdiğiniz Nurettin Sözen; Yerel demokrasiyi ve yerel yönetimlerin yetkilerini korumak için neler yapmış, görün.

Sayın Başkan, Sizin, Anayasaya aykırı bu düzene karşı durmanız gerekirken; Birde bu düzeni yürüten Sayın Başbakan’a teşekkür etiniz.Yeni otobüslerin hizmete alınma töreninde: “Belediyelerin yetkisini artıran Sayın Başbakan’a teşekkür ederim” dediniz. Eğersiz anayasal yetkilerinize sahip olma niyetinde olsanız, en azından bu cümleyi kullanmazdınız.

Şimdi, Sayın Başbakan; Bu tavrınızdan dolayı, “Timur’un fil hikâyesini” hatırlar da, geri kalan yetkilerinizi de alırsa ne olacak?  Bu anlayış yerel demokrasiyi geri götürdü.Bu sorunların kaynağı siyasi anlayışınız ve sizlersiniz. Ak Parti anlayışı da, siz de artık İstanbul’a çare değilsiniz.


YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner33

Powered by Dailymotion

banner34