banner32

Başbakan Erdoğan Kazlıçeşme'de konuştu

Kazlıçeşme'deki mitingde konuşan Başbakan Erdoğan, "Gezi Parkı ne işgal güçlerinin ne de samimi duygularla orada toplanan gençlerindir. O park İstanbullularındır" dedi.

Başbakan Erdoğan Kazlıçeşme'de konuştu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın, "Büyük oyunu bozmaya haydi tarih yazmaya" sloganıyla Kazlıçeşme Meydanı'nda düzenlediği "Milli İradeye Saygı" mitinginde halka hitap etti.

İşte Erdoğan'ın konuşması

Dünyanın her yerinde meydanlara çıkan, bize dualarını esirgemeyen kardeşlerimi İstanbul'dan selamlıyorum. Avrupa'nın onlarca kentinde, Amerika Birleşik Devletleri'nde, Ortadoğu'da, Asya'da bizi bağrına basan, bizim için sokağa çıkan, bizim için için hayır dualarını gönderen, yollayan tüm kardeşlerimi, tüm dostlarımızı İstanbul'dan yürekten selamlıyorum.

Eğer Türkiye fotoğrafı görmek isteyen varsa, uluslararası medyaya rağmen görmek isteyen varsa, fotoğraf burada.

Uluslararası medya bunu da gizleyin olur mu. Hadi bakalım BBC bunu da gizle, CNN bunu da gizle, Reuters bunu da gizle. Günlerdir yalan haberler ürettiniz. Türkiye'yi dünyaya farklı gösterdiniz. Siz yalanlarınızla baş başa kaldınız. Bu millet sizin dünyaya tanıttığınız millet değil. Bu millet samimi. Bu millet gece tencere tava çalan bir millet değil.

Şu anda Gezi Parkı boşaltıldı, Taksim Meydanı boşaltıldı ve bu millete teslim edildi. Şu anda İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Gezi Parkı'nın içini temizledi. Şimdi çiçeklendirmesini yapıyor, yeşillendirmesini yapıyor. Gerçek çevreciler şu anda iş başında. Atatürk Anıtı'nın ki Cumhuriyet Anıtı'dır adı aynı zamanda. Oranın da çevresindeki çiçeklendirmeler yapıldı.

"Gezi Parkı'nı boşaltsınlar dedim"

Halk diyorsa ki; Biz Taksim'e şehir müzesi istemiyoruz. Şehir müzesini de yaparken Gezi Parkı'nı yakıp yıkmayacağız, ağaçları kesmeyeceğiz. Oradaki 600 ağacın yaklaşık 500'ünü yine orada kullanacağız. Kalan 100'ünü ise oradan söküp müzenin çevresine ve yayalaştırma alanının içine kullanacağız. Ne deseler beğenirsiniz. Çoğu dedi ki: 'Güzel'... Güzelse o zaman hemen dedim bu akşam, gider gitmez, söyleyin Gezi Parkı'nı boşaltsınlar. Çünkü Gezi Parkı belli bir grubun parkı değildir. Gezi Parkı tüm istanbul halkının, tüm meydana gelenlerin parkıdır ve bu parklar asla işgal altında olamaz. Benim sabrım buraya geldi. Boşalttınız boşalttınız. Boşaltmadığınız takdirde, bedeli ne olursa olsun, Kılıçdaroğlu'na rağmen, terör örgütlerine rağmen burayı boşaltaağız dedim.

Dost da düşman da artık şunu anlasın. Türkiye sadece Taksim Meydanı'ndan ibaret değildir. Türkiye sadece Kuğulu Park'tan ibaret değildir. Türkiye sadece Alsancak'tan ibaret değildir. Türkiye Kasımpaşa'dır. Türkiye Fatih'tir. Türkiye Üsküdar'dır. 39 ilçemizin hepsini söylüyorum.

Avrupa Parlamentosu'na eleştiri

Türkiye sosyal medya üzerinden, üzerinde ameliyat yapılabilecek bir ülke değildir. Türkiye, Türkiye'yi tanımaktan aciz parlamentoların kararlarıyla mahkum edilebilecek bir ülke hiç değildir. Avrupa Birliği Parlamentosu bizimle ilgili bir karar almış. Haddini bil ya, haddini bil. sen Türkiye ile ilgili karar almaya yetkili misin ya? Daha ilk gün ne dedim, 'Sizin aldığınız kararı tanımıyoruz' dedim. Ve aldıkları kararı kendilerine iade ettim.

Tabi bunlar bugüne kadar güdülen iktidarlara alışmışlardır. Güdüyorlardı, istedikleri gibi hükümet kuruyorlardı bu ülkede. İstediklerini indiriyorlardı, istediklerini getiriyorlardı. İşte bazımedya kuruluşları aynı oyunun içindeler, aynı numarayı yapıyorlar ama hepsi turnusol kağıdı gibi ortaya çıktı. Faiz lobisi çok iyi ortaya çıktı.

"Teroristbaşı ile Atatürk'ü ve Türk bayrağını nasıl yan yana getirdiniz?"

Şimdi buradan ulusalcılara sesleniyorum. Ey ulusalcılar, ey CHP ve yandaşları, terörist başıyla Atatürk'ü ve Türk bayrağını nasıl yan yana getirdiniz.

Atatürk Kültür Merkezi bir kamu kuruluşudur. İşgal edildi. Kimler tarafından, illegal ve legal zannedilen örgütler tarafından. Oraya bazı paçavralar asıldı. Teröristlerin resimleri vardı orada, bu illegal örgütlerin pankartları vardı. Paçavraları vardı ama bu arada Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanına da hakaretler vardı. Bunlara sorarsan, bana gelenlere, 'Biz de bunlardan çok üzüldük ama...' Onları oradan indirmeyecektik de ne yapacaktık?

Dedim ki 'Bu Gezi Parkı'nı da temizleyeceksiniz. Artık burada da sona geldik' dedim. Daha dayanılmaz. İşte dün de biliyorsunuz o operasyon yapıldı ve temizlendi.

"Yabancıların burada ne işi var?"

Ben merak ediyorum. Dünyanın değişik yerlerinden acaba Taksim Meydanı'na gelip bu olayların içerisine karışan yabancıların burada ne işi var?

Böyle bir tablo içerisinde, polisimiz, yargımız, demokrasimiz çok zorlu bir sınava tabi tutuldu. Ama hamdolsun biz bu sınavı başarıyla aştık. Bu ülkeyi, demokrasiyi, hukuku, raydan çıkarmak isteyenlere rağmen biz demokrasiyi, hukuku, temel insan hak ve özgürlüklerini öne çıkardık. Onların sarsılmasına müsaade etmedik. Kardeşlerim, hatalar yapılmış olabilir, yanlışlar olabilir, istenmeyen manzaralar ortaya çıkmış olabilir. 

Fakat 
Ankara'da dün akşam baktım ki yürüyen bir grubun önünde CHP'li milletvekilleri yere çökmüş, oradan poz veriyorlar, şov yapıyorlar. Ne bu? Sen milletvekilisin. Milletvekili, teröre fırsat vermez. Milletvekili, ülkesinin devletine yardımcı olur. Milletvekilinin yapması gereken budur. Terör estirmek isteyenlerin önünü açmak değildir. Ama bunlar, terör estirmek isteyenlerin önünü açmıştır. İstanbul'da isim veriyorum. Divan Oteli'ne giren CHP'li milletvekillerinden bir tanesi, benim Valime hakaret ediyor. Saygısızca. O kendisinden yardımcı olmasını istiyor, O ise hakaret ediyor. Kim bu? O da CHP milletvekili. Bunların meşrebi bu. Cibiliyeti bu. 

"Bu dönen dolaplara aldanmayın"

Bu dönen dolaplara aldanmayın. Bunların hepsini aşarız, yeter ki siz bu güzel tabloyu her zaman koruyun. Medyaya şiddet uygulayanları milletim görsün. Türkiye ekonomisine zarar vermek için açıklama yapanları, tavır belirleyenleri, kendi ülkesine kastedenleri milletim anlasın. Şunu açık açık söylüyorum; 18 gün boyunca sokak sokak terör estirenlere, benim başı örtülü kardeşlerime el uzatanlara, yanında bebeği olduğu halde hem anneye hem bebeğe şiddet uygulayan alçaklara, ahlaksızlara, Dolmabahçe Bezmi Alem Valide Sultan Camisi'ne ayakkabılarıyla giren, 3 gün orayı işgal edenlere, orada alkol kullanan saygısızlara, hukuk dairesi içinde gereken hesabı mutlaka soracağız. 

"Okul müdürlerine sesleniyorum"

Sanatçılara mahalle baskısı uygulayanları milletin bilmesini istiyorum. Lise talebelerine baskı uygulayanları milletim bilsin. Şimdi ben buradan bazı okulların müdürlerine, öğretmenlerine sesleniyorum. Araştırmalar devam ediyor. Ben bu tür okul müdürlerini okullarımızın başında görmeyi asla kabul edemem. Çünkü biz bu yavrularımızı size teslim ettik. Anarşist olsunlar diye teslim etmedik. Bunları iyi yetiştirin, iyi okutun, iyi eğitin diye gönderdik. Birilerinin mitinglerine bunları derslerden çıkararak gönderin diye değil.

"Bazıları bana diktatör diyor"

Diyorlar ki; 'Sayın başbakan çok sertsin' Bazıları da 'diktatör' diyor. Bu nasıl diktatör ki; sizin gibi o Gezi Parkı'nı işgal edenlerle, samimi çevrecileri kabul ediyor. Böyle bir diktatör var mı ya dünyada ? Tarihinde var mı ? Orada size gösteri yaptırtacak ha, Mümkün mü ? Biz bu milletin hizmetkarıyız hizmetkarı. Biz bu yola öyle çıktık. Biz bütün adımlarımızı sevgi üzerine bina ettik. Kendilerine yargı kararını bekleyeceğimizi söyledik. Ardından halk oylaması yapacağımızı söyledik. Bunun neticesine göre hareket edeceğimizi söyledik.

"Milli irade hırsızlarına asla fırsat tanımayacağız"

18 gündür yapılan bu şiddet eylemleri, azınlığın çoğunluğa, imtiyazlıların mağdurlara, seçkinlerin millete egemen olma, hükmetme imtiyazlarını geri alma girişimidir. Ağacın, çevrenin, Gezi Parkı'nın arkasına saklanıp, korkakça, alçakça, ahlaksızca, kendi kirli hesaplarını görmeye çalışanları biliyoruz. Ağacın, çevrenin, Gezi Parkı'nın arkasına saklanan faiz lobisini de biliyoruz. Milli irade hırsızlarını, kaymak tabakayı, bizler de milletimiz de çok iyi tanıyoruz. Sandıktan başka yol arayanlara, bu ülkede geçit vermeyeceğiz. Milli irade hırsızlarına asla fırsat tanımayacağız. Çetelerin, terör orgütlerinin, illegal örgütlerin, vandallıkla, ahlaksızlıkla, milletin huzurunu bozmalarına müsaade etmeyeceğiz.

"Ben sizin hizmetkarınızım"

Ey benim sevgili vatandaşlarım, sevgili milletim, lütfen bu oyuna gelmeyiniz. Ben sizin hizmetkarınız olduğumu söyledim. Efendiniz değil, hizmetkarınızım. İstanbul’daki hizmetkarınız olarak bu başbakanınız, İstanbul’un çöp dağlarını ortadan kaldıran bir belediye başkanı, İstanbul’u hava kirliliğinden kurtaran bir belediye başkanı, İstanbul’un susuzluğunu gideren bir belediye başkanı. Benden önce kim vardı? CHP’nin belediye başkanı. O zaman çöp dağları, hava kirliliği vardı.

"Türkiye’de Türk baharı 3 Kasım 2002’de oldu"

Hiç kimsenin oyunu bize sökmez. Hiç kimseniz tuzağı bize işlemez. Hiç kimsenin çirkin senaryosu bize dokunamaz. Türkiye, uluslararası medya kuruluşlarının üzerinde operasyon yapabileceği bir ülke değildir. Utanmadan şunu söylüyorlar. 'Arap baharını gördük, şimdi de Türkiye baharına hazır olun' diyorlar. Dışarıdaki bazı kendini bilmezler, içeride de onların uzantısı olan bazı kendilerini bilmezler. Türkiye’de Türk baharı 3 Kasım 2002’de oldu ama onlar bunun farkında değil. Çünkü bunların gözü var görmez, kulağı var duymaz, dili var gerçeği, hakkı söyleyemez. 

Ama işte millet. Türkiye, sosyal medya üzerinden, üzerinde ameliyat yapılacak bir ülke değildir. Türkiye, Türkiye’yi tanımaktan aciz parlamento kararlarıyla mahkum edilebilecek bir ülke hiç değildir. Avrupa Birliği Parlamentosu bizimle ilgili karar almış. Haddini bil. Sen Türkiye ile ilgili karar almaya yetkili misin? Daha ilk gün, 'Sizin aldığınız kararı tanımıyorum' dedim. Aldıkları kararı kendilerine iade ettim. Türkiye şu anda ABi üyesi değil, müzakereci. Eğer dürüstseniz, samimiyseniz, diyorum ki Yunanistan’da bu kadar eylemler oldu. Her taraf yakıldı, yıkıldı, insanlar öldürüldü. Kalktınız 100 milyarlarca avro yardım ettiniz. İngiltere’de G8’le ilgili gösteri yapanları gözaltına alıp götürdüler. İngiltere’yle ilgili ne karar aldınız, söyler misin? AlmanyaFransa.. Bunlarla ilgili kararlar alındı mı? AB ülkelerinde oldu, bunlarla ilgili karar alındı mı?

"Kurşun sıkarlar, ölümüne..."

10,5 yıl önce böyle gösteriler yapmayı hiç kimse hayal bile edemezdi. 10,5 yıl önce polisin bu kadar sağduyulu hareket ettiğini hiç gördünüz mü? Mümkün değil. 10,5 yıl önce süreç çok daha farklı çalışıyordu. İnternetin, medyanın, ifade özgürlüğünün bu kadar özgürce kullanılmasını hiç kimse o zaman tahayyül edemiyordu. Şu 18 gün, hukukun, demokrasinin dışına çıkılmasına asla müsaade etmedik. Dediler ki, 'Polis biber gazı kullanıyor'. Ne olacak, kullanmayacak mı? Avrupa Birliği müktesebatına aç bak. Polis, biber gazını kullanır, yetkisi var. En ileri ülkelere bak. Biber gazını kullanıyor mu, kullanmıyor mu? Kullanır, kullanma yetkisi var. O en ileri ülkelerde hatta kurşun sıkarlar, kurşun. Ölümüne... En ileri ülkelerde... Önce uyarı atışı yaparlar, arkasından daha serti gelir.

"İsim veriyorum, Divan Otel"

Şimdi böyle bir tablo içerisinde polisimiz, yargımız, demokrasimiz çok zorlu bir sınava tabi tutuldu ama hamdolsun biz bu sınavı başarıyla aştık. Bu ülkeyi, demokrasiyi, hukuku raydan çıkarmak isteyenlere rağmen biz demokrasiyi, hukuku, temel insan hak ve özgürlüklerini öne çıkardık, onların sarsılmasına müsaade etmedik. 

Hatalar yapılmış olabilir. Yanlışlar olabilir. İstenmeyen manzaralar ortaya çıkmış olabilir… Fakat 
Ankara'da dün akşam baktım ki yürüyen bir grubun önünde CHP'li milletvekilleri yere çökmüş, oradan poz veriyorlar, şov yapıyorlar. Ne bu? Sen milletvekilisin ya. Milletvekili teröre fırsat vermez, milletvekili ülkesine, devletine yardımcı olur; milletvekilinin yapması gereken budur. Terör estirmek isteyenlerin önünü açmak değildir. Bunlar, terör estirmek isteyenlerin önünü açmıştır.

İstanbul'da, isim veriyorum, Divan Oteli'ne giren CHP'li milletvekillerinden bir tanesi, benim valime hakaret ediyor, saygısızca. O, kendisinden yardımcı olmasını istiyor, o ise hakaret ediyor. Kim bu? O da CHP milletvekili. Bunların meşrebi, cibiliyeti bu. Bundan vazgeçemezler, bunların tarihi bu. Çünkü bunlar sandıkta alamadıkları neticeyi, buralardan alacaklarını zannediyorlar ama alamayacaklar, mümkün değil. 

Şunu herkesin çok iyi bilmesini istiyorum; biz polisimizin yanlışı varsa onu sorgularız ama polisimize şiddet uygulayan, sokaklarda çatışan, caddeleri yakıp yıkan, kamu malına, özel mülke zarar verenleri tek tek inceleyecek ve araştıracağız.

Bütün MOBESE kayıtlarında bunlar var. Hepsi inceleniyor. Sosyal medyada provokasyon yapanları da araştıracağız, medyada provokasyon yapanları, bu olaylara arkadan her türlü lojistik destek verenleri de araştıracak ve deşifre edeceğiz. Ben merak ediyorum, dünyanın değişik yerlerinden acaba Taksim Meydanı'na girip, bu olayların içerisine karışan yabancıların burada ne işi var? Hatay'da bunları gördük. İşte 4 tanesi şu anda tutuklandı. Olayları organize edenler olarak gördük. Bunları organize edenlerin de bunlar olmadığını kim söyleyebilir ? 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner33

Powered by Dailymotion

banner34