banner32

Tarihi 1921’den Günümüze Meşhur Karaköy Midyecisi

Bir oturuşta durmadan yiyebileceğiniz ve tadından bırakamayacağınız inanılmaz lezzetin sırlarını Meşhur Tarihi Karaköy Midyecisi işletme sahibi Rıfat Çetinbaş ile konuştuk..

Tarihi 1921’den Günümüze Meşhur Karaköy Midyecisi
 1921’ den günümüze gelen bu lezzetten bize bahseder misiniz?

Deniz ürünleri Osmanlı saray mutfağının vazgeçilmez lezzetlerindendir ve 1900 yılların başına kadar Osmanlıda deniz ürünlerine beğeni ve tüketim olmuştur. Argamusta yani bugünkü Karaköy midyecisinin ilk ve gerçek sahibi 1920’lerin başlarında eski polos iskelesi Karaköy’de kendilerini küçük bir işletme kuruyor bu işletmeyi kurmasının sebebide bu kara midye istiridye mantığıyla balıkçılara getiriliyor ve istiridye olarak tüketilmeye çalışılıyor fakat lezzet ve tat olarak istiridye ile alakası olmadığı için 1500 yıllık Bizans mutfağından gelen anavatanı aslında Girit olan midye dolma halinde hazırlıyorlar ve insanlara ilk başta fakir  fukara yemeği olarak dağıtılıyor. Sonrasında talep çok fazla gelmeye başlıyor bunun üzerinde küçük bir işletme kurup bunun ticaretine başlıyorlar ve 1960 mübadelesine kadar orda hizmet vermeye devam ediyorlar. Girit yöresinde buna kuş üzümü ve fıstık koyulmuyor daha sonra kültürlerin karışımı ile Ermeni mutfağında da bu kullanılmaya başlıyor ve zeytinyağlı daha ağır olarak sunulmaya başlıyor.

İstanbul Times Haber Merkezi / Çağla Pekgüleç 

İNSANLARIN ORTAK DAMAK ZEVKİNE ÖNEM VERİYORUZ

Biz ürünlerimizin içine kesinlikle kuş üzümü, çam fıstığı ve ağır zeytinyağı kullanmıyoruz. Biz tamamen insanların ortak damak zevkine göre getiriyoruz. 1960 mübadelesinden sonra markanın asıl sahipleri ülkeyi terk ediyorlar ve o dönemlerde yanlarında Mardin’den göç etmiş birkaç tane Süryani usta ile beraber çalışıyorlar ve aslında bugünkü Mardinlilere kalmasının sebebi Argamuslar onlar sayesinde bu iş öğreniliyor mutfağımıza kazandırılıyor ve zamanla İstanbul’a göç eden bütün ustalar Midye dolma işine giriyorlar ve kendilerine bölgesel bir sektör oluşturuyorlar.

Argamusların 1921’de başladığı bu yolculuğa biz 2012 senesinde şirketimiz olarak yatırımcı olarak bu işe girdiğimizde perakende olarak yaymak için karşılaştık ve bunun üzerine markanın gerçek sahipleriyle irtibata geçmeye çalıştık projemizi anlattık ve destek verdiler. Uyuma sürecinde olan markayı kendi girişimimizle canlandırdık.

KURUMSAL YAPIMIZA ÖNEM VERİYORUZ

O günün şartlarıyla bugünün şartları arasında değişiklik oldu merdiven altı dediğimiz bir sektör oluştu gıda sektöründe bizim yaptığımız işin tamamen gıda üretim belgesi olan tesisler tarafından üretiliyor. Normalde bu ürünün tüketiciye ulaştırılması için üç aşamadan geçmesi lazım birinci aşaması suda yetiştirilmesi, ikincisi kesim dediğimiz bu ürünün sudan çıktıktan sonra ayıklanması ve temizlenmesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içerisinde bu sektörde olupta hangi marka olursa olsun sadece bizim işletmemizin kesim ruhsatı vardır. Kurumsal yapımızı korumaya çalışıyoruz.

Bu lezzet hangi günler tüketiciye ulaşıyor?

Perakende sektöründe tüketiciye haftada iki gün ulaşıyoruz Salı günleri Kanyon Alışveriş Merkezi içerisinde Cumartesi günlerinde ise Karaköy’deki lezzet noktamızdayız.

İyi bir midyede en önemli şey nedir?

Midyede en önemli şey temizlik. ‘Midyenin nasıl pişirildiği değil midyenin nerede yetiştirildiği önemlidir.’ midyenin nasıl yetiştirildiğine dikkat etmiyorsa bir tüketici her yerden midye tüketebilir ama midyeyi tüketen müşterimiz diyorlarsa ki ‘’bizim için öncelik nerede yetiştirildiği’’ o zaman bizim midyemizin tadına bakmalılar. 

Sizi diğer midyecilerden ayıran özellikler nelerdir?

Bizi ayıran fark yetiştirildiği ortam hazırlanışı ve hazırlanma sırasında kullandığımız küçük bir formülümüz var. Her şeyden en önemlisi üretim fabrikamız üç vardiyada çalışıyor ve çalışma sırasında üç vardiya şeflerinde reçeteyi uygulayan tek isimlerdir. Yurt dışından getirdiğimiz özel bir baharat kullanıyoruz kendi lezzetimize hakim olan diğer baharatlar ile karıştırıyoruz ortaya bir çeşni yaratıyoruz ve o çeşni ile hazırlıyoruz.

Kullandığımız pirinç tamamen yöresel bir pirinçtir ve pişirme işlemini tencerede değil de fırınlama yoluyla yapıyoruz böylelikle ürünün eşit bir şekilde pişmesini sağlıyoruz.

Günlük üretim kapasiteniz nedir ?

Ortalama günlük üretim kapasitemiz 35 ile 40 bin midye arasında.

AMACIMIZ BİLİNÇLİ TÜKETİCİYE ULAŞMAK 

Bundan sonra asıl hedefiniz nedir?

Asıl hedefimiz bu ürünü tüketmek isteyip tüketemeyen, ulaşmak isteyip ulaşamayan bunu bir şekilde ayağına bekleyen biraz daha bilinçli lezzet ve damak tadına önem veren bilinçli tüketiciye ulaşmak. Tüketiciye belli lokasyonlarda müşterilerimize ulaşabileceğimiz bir lojistik hizmet kurmaya çalışıyoruz. Tamamen ürünle birleştirebileceğimiz bir servis olsun istiyoruz ama bunun için normal sipariş verilen platformlar değil müşteri bizi arayıp sipariş verebileceğimiz bir düzene getirmek hedefimiz.

Bir kişi en fazla kaç midye yiyebildi?

Şu anki rekor 267 adet.

Midyenin olmazsa olmazı limon mudur?

Aslında limon bu ürünün kesinlikle yanında çeşnilendirilen bir ürün değil. Biz buna tamamen satıcının hilesi deriz. Bir satıcı eğer limon kullanıyorsa bilin ki ürününden şüphesi vardır. Biz istenirse limon veririz müşterimize ilk limonsuz tatmasını öneriyoruz. Limon sadece bir damla aromasını güçlendirmek için kullanılmalı ama ben maalesef görüyorum ki insanlar yoğun limon sıkarak asıl ulaşılması gereken lezzeti yok ediyorlar.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

İnsanların her şeyden önce deniz ürünleri konusunda daha dikkatli olmasını istiyorum çünkü deniz ürünlerinde yaşayacağınız en ufak hata çok büyük sağlık problemleri yaşatabilir.

Kaynak: İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)


YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner33

banner14

banner34