banner32

Zeytinburnu Kültür Sanat’ta “Sömürgecilik Söylemi” Üzerine Konuşuldu

Asım Öz’ün sunduğu “Kavramların İzinde” söyleşi programının 6 Ocak'taki konuğu Doç. Dr. Fırat Mollaer'di. Türkiye ve dünya siyaset düşünce tarih için önemli kavramlardan biri olan “sömürgecilik söylemi” üzerine bir söyleşi gerçekleştirildi. Aime Césaire, Albert Memmi, Frantz Fanon'un sömürgecilik anlayışı üzerine konuşuldu.

Zeytinburnu Kültür Sanat’ta “Sömürgecilik Söylemi” Üzerine Konuşuldu

Fırat Mollaer, öncelikle sömürgecilik söylemi üzerine genel bilgiler verdi. "Sömürgecilik kavramı yaklaşık yarım yüzyıldır düşünce hayatımızın içinde. Benim konuyu sınırlama dönemim 1940'larda, özellikle Fransa ve İngiltere'nin sömürgelerinde olan hareketliliklerle başlıyor. İngiltere'nin sömürgesi olan ülkelerdeki ayaklanmalara sert baskılar uygulaması ve bunun daha çok tepkiye yol açması, 1950'lerden itibaren tarihsel bir olgu olan sömürgeciliğin hızla yükselmesine neden olur. Aime Césaire, Albert Memmi, Frantz Fanon üzerinden konuyu değerlendirmeye tabii tuttum." 

Kolonyalizm Söylemi Üzerine 

Mollaer, Fransız deneyiminin sömürgecilik karşıtı söylemin şekillenmesinde belirleyici etken olması hakkında şunları kaydetti. "Anti-kolonyal söylem, Fransa'nın sömürgelerinde doğuyor diye bir şey yok. Üç kıtada da eş zamanlı başlayan, birbiriyle etkileşim halinde, diyalog ve öğrenme sürecinde gelişen büyük hareketin adı anti-kolonyalizmdir. Bu konuda bir yandan sömürülenin yapısına, diğer yandan da sömürgecinin yapısına bakmak lazım. Fransa sömürgeciliğin önemli bir temsilcisi gibi görünür. İngiltere ve Fransa'da sömürgeciliği sömürge yapan, sömürü tahakküm yapıları benzerdir, ortaklıklar taşır fakat coğrafi farklılıklar gösterir. Fransa, Avrupa medeniyetinin liderliğini yapar. Sömürgeciliğin arka planında yer alan, onun fikri zeminini oluşturan Avrupa merkezli uygarlığın ve tarih görüşünün dile geldiği model Fransız sömürgeciliğidir. Sömürgecilik aynı zamanda daha laik zeminler üzerinden karşıtlıklar oluşturur." 

Düşünürlerin Kolonyalizme Bakışı 

Mollaer, Aime Césaire, Albert Memmi, Frantz Fanon'un kolonyalizme bakış açılarını değerlendirdi. "Sömürü, ekonomi üzerinden artı değer olarak okunabilecek ekonomik mekanizma değildir, bununla beraber tahakküm mekanizmasıdır. Sömürgecilik sadece ekonomik ilişki değil öznelliği de tahrip eden bir tahakküm ilişkisi kurar. Sömürgecilikte öznellik sorunsalının çıktığı yer burasıdır ve bu fenomoloji olarak adlandırılan konuyla ilgili ilk bahsi oluşturur. İkinci bahis ise sömürgeciliğin poetikasının kurulmasıdır. Aime Césaire, Anayurda Dönüş Defteri adlı şiir kitabını çıkarır. Anti-kolonyalizmin poetikasını kurarak, ulusun kuruluşunda, ulusun anlatılmasında şairin rolünü gösterir. Bu durum ancak şairin sezgileriyle bilincin katmanları altında kalmış olanları çıkarmasıyla olan bir şeydir. Burada bilincin kendisini gerçekleştirmesi söz konusudur. Üçüncü bahis de psiko-politika dediğimiz bağlamdır. Bu, psikiyatr olan Frantz Fanon tarafından kurulur. Yabancılaşma kavramı bu noktada öne çıkar. Öznenin kendi tamlığına doğru olan serüveninde sürecin çarpılması durumudur. Bu süreçte özne kendi kendine yabancılaşır. Yabancılaşma kavramı anti-kolonyalizmin lügatine dahil olduğunda sömürgecilik bir yabancılaşma olarak okunur. Son olarak da sosyolojik bağlamı belirtebiliriz. Albert Memmi anti-kolonyolizmin sosyolojisini kurar. Portreler kitabında sömürge dramının sosyolojisini anlatır. Sömürgeciliği olgu olarak ele alır. İki portre oluşturur: sömürgeci ve sömürgeleştirme. Daha sonra bunları tasvir eder. Bu düşünürler özelinde sömürgecilik, siyasal özne olma özelliğini tahribata uğratan yapısal bir sistemdir. Dolayısıyla sömürgeciliğe karşıtlık; geçmiş bir kültüre, köklere dönüş meselesinden çok bir siyasal öznenin kendi geleceğini tayin etmesi meselesine dönüşür." 

Mollaer, anti-kolonyalizm ve post-kolonyalizm arasındaki farkı kısaca şu ifadelerle açıkladı. "Post-kolonyalizme baktığımızda yapısal mevzuların bir kenara bırakılarak meselenin sadece kimlikler, sömürgeciliğin birbirine karıştırdığı melezlikler, bir aradalıklar temelinde okunduğu bir zeminle karşı karşıyayız. Anti-kolonyalizm ise çelişkilerin, yapısal meselelerin, sömürgenin altını kalın bir çizgi olarak çizer."

Hüseyin ÇETİNER

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner33

Powered by Dailymotion

banner34