banner32

Meclis 2013 yılını kapattı

Zeytinburnu Belediye Meclisi yaptığı Aralık ayı toplantısının 3.Birleşimi ile 2013 yılı meclis toplantısını bitirdi.

Meclis 2013 yılını kapattı
CHP Belediye meclis üyesi Hasan Hüseyin Üsküdar Merkezefendi’deki çalışmalar ile alakalı soru önergesi verdi. Diğer CHP meclis üyesi İsmail Terzi bu işlerin başında bulunan teknik başkan yardımcısı Mehmet Zafer Alsaç sözlü cevap versin talebine karşılık Alsaç cevap vermedi.

Zeytinburnu Times Haber Merkezi 

CHP Meclis üyesi Mehmet Yılmaz’da 4 Aralık Dünya madenciler günü ile alakalı bir konuşma yaptı.

Ak Parti meclis üyesi Hamiyet Şahinoğlu’da 5 Aralık Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilmesi ile alakalı  kendi adına bir konuşma yaptı.

Ak Parti Zeytinburnu belediye Meclis üyesi Mali Müşavir Yüksel Durmuş Veda Hutbesinden de örnekler vererek yaklaşan 10 Aralık dünya insan hakları günü nedeni ile bir konuşma yaptı.

İşte Durmuş’un tam konuşma metni ;

SAYIN BAŞKAN değerli arkadaşlarım

İNSAN HAKLARININ TARİHÇESİ; İnsan hakları, tüm insanların sahip olduğu temel hak ve özgürlüklere denir. İnsan hakları, ırk,dindil ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin tüm insanların yararlanabileceği haklardır. Bu hakları kullanmakta herkes eşittir. Diğer yandan insan hakları terimi bir ideali içerir. Bu terimi kullananlar, bu alanda olanı değil, olması gerekeni dile getirirler.

İnsan hakları, tüm insanların hak ve saygınlık açısından eşit ve özgür olarak doğduğu anlayışına dayanır. İnsan hakları, her bir bireye bağımsız seçim yapma ve yeteneklerini geliştirme özgürlüğü sağlar. Bu özgürlükler başkalarının haklarına saygılı olmak ve bu hakları çiğnememe zorunluluğu ile dengelenmektedir. Bir başka deyişle, birçok hakkın yanında bir sorumluluk da bulunmaktadır.

Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.

TÜRKİYEDE İNSAN HAKLARIndan bahsetmek gerekirse ; Türkiye’de insan haklarının tarihsel seyri hakkında düzenlenen ilk belgelerin1839 Tanzimat ve 1856 Islahat Fermanlarıyla Osmanlı imparatorluğu dönemine uzandığı kabul edilmektedir. Bu Fermanlar ile Osmanlı hakimiyeti

altındaki toplulukların kişi güvenliği, mülkiyet hakkı, din ve vicdan hürriyeti,suç ve cezanın kanuniliği gibi hakları yasal güvence altına alınmıştır.

Anayasal hukuk düzleminde bakıldığında 1876 Anayasası’nın daha çok klasik hakların teminat altına alındığı bir nitelik taşıdığı görülür.

Peygamber efendimizin  İnsan hakları açısından Veda Hutbesi, İslâm’ın önemli kaynaklarından birisi sayılır. Bilindiği gibi Veda Hutbesi, Hicret’in 10. yılında Hz. Peygamberin hac farizasını ifâ için Mekke’ye gelip, Vedâ Haccı esnasında irâd ettiği hutbelere verilen bir isimdir. Bu hutbe temel bir kanun olarak insanın hak ve vazifelerini özetlemektedir.

Bu hutbe, İslâm’ın temel konularına temas etmesi cahiliyyet âdetlerinin ortadan kaldırılması, eşitlik, hürriyet, kan davâları, fâiz, emânet, özellikle insan hakları, âile hukuku içinde yer alan karı-koca hakları, vasiyet, nesep, zina, borç ve kefâlet gibi hukukî meselelere yer vermesi açısından oldukça önem taşır.

Hz. Peygamber’in bu hutbesi, yalnız Müslümanlara okunmuş sıradan bir hutbe olmayıp, bütün insanları kapsayan tarihî bir hutbe ve bir insan hakları evrensel beyannâmesidir.

 Hz. Peygamber, bu hitabesinde birtakım sosyal reformlar telkin etmiştir. Hz. Peygamber (S.A.V.) cahiliye döneminin bu sınıf üstünlüğüne dayalı adetini ortadan kaldırdı. Fakirin zengin tarafından her türlü istismârı yasaklanmış, borç alınan paraya eklenen fâiz kaldırılmıştır. Erkeklere, hayat arkadaşları ve yardımcıları olduğu için hanımlarına iyi muâmele etmeleri emredilmiş, ( kadın hakları açısındanda önemli bir maddedir)  ırk ve memleket farkları tamamen ortadan kaldırılmıştır. Bütün insanlık aslında tek bir ırka mensuptur. Ayrıca, canların, malların, namus ve şereflerin, mukaddes olduğu ilân edilmiştir. Hz. Peygamber Veda Hutbesi’nde İslâm Dîni’nin âdetâ bir özetini vermiş gibiydi. İnsanlar tarağın dişleri gibi eşit telâkkî edilmişlerdir. İnsanın kendi özüne, canına, malına, düşüncesine ve her şeyine dokunulmazlık getirilmiştir.

Vedâ Hutbesi’nde diğer konular yanında, özellikle fert ve toplum hayatında son derece önemi olan insan hakları açısından şu hususlara dikkat çekilmiştir:

1- Herkesin can, mal ve namusu kutsaldır ve tecâvüzden korunmuştur. Yaşama hakkı tabi bir haktır.

2- Kimsenin, kimseye zarar vermeye hakkı yoktur.

3- Bütün Müslümanlar kardeştir. Her türlü sınıf farkları ve ayrıcalıklar kaldırılmışdır.

4-Bütün borçlar iâde edilecek ve borç olarak alınanın dışında bir fazlalık (fâiz) ödenmeyecek ve faiz haramdır.

5-Kan davası haramdır. Kan dâvâları ve âdâleti şahsen yerine getirmek yasaklanmıştır.

6- Kadınlar, erkeklerin hayat arkadaşlarıdır, buna göre onlara iyi muâmele edilmesi emredilmiş, onların da tıpkı erkekler gibi mal ve mülke şahsî tasarruf hakları olduğu öngörülmüştür.

7- İnsanların ırk ve renk farkı gözetilmeksizin birbirine eşit oldukları belirtilmiştir.

8- Aile ve toplum hayatına zarar veren zina vb. davranışlar yasaklanmıştır.

9- Kuran-ı Kerim’in, insanlara bir emânet olarak bırakıldığı ve sımsıkı sarılınması tavsiye edilmiştir.Vedâ Hutbesinin hukuk açısından insan haklarına getirdiği değerler açıktır. Dînî , ilmî, sosyal, idârî, siyâsî ve ailevî birtakım hak ve vazifeler getirmiştir. Bu hutbenin sosyolojik tarih açısından da önemi inkâr edilemez.Vedâ Hutbesi, insan haklarını 632 yılında tüm dünyaya böylece ilân etmişken, bugün batılılar, insan haklarını, 1215 yılında İngilizlerin kendileri için kabul ettiği Magna Charta Libertatum (Büyük Hürriyet Akit nâmesi) na kadar götürmektedir.Nihayet Birleşmiş Milletler 1948 yılında hazırladığı İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile nihaî şeklini almıştır. İnsan Hakları 1215 yılına kadar götürülse bile, Vedâ Hutbesi bundan 583 yıl önce, konuyu gündeme getirmiştir. Bu açıdan Veda Hutbesinin tarihi bir değeri de vardır.

SONUÇ OLARAK ÖZETLERSEK; İnsan hakları, kişiyi kendi özüyle yaşatacak kurallardır. İnsanın insana hükmetmesi, onu ezmesi insan onuruna yakışmayan ve kabul edilemeyecek bir davranıştır. Bu tür ayırımların yapıldığı toplumlarda kavga, çatışma, isyan eksik olmamıştır. İnsanlar arasında hak, eşitlik, adalet, özgürlük düşüncesi yaygınlaştıkça bu konuyla ilgili mücadeleler de artmıştır., diğer açıdan da   İslam öğretisinin bir özeti niteliğindeki Veda hutbesi’nde; Resim ve sembol kullanmadan Allah’a iman, sınıf ve ırk farkı gözetmeksizin bütün inananların eşitliği, kişisel üstünlüğün sadece takvada (Allah’a bağlılık)olması, insan hayatının, malının ve tüm varlıkların şerefinin korunması,  kadınlara iyi davranılması gibi başlıklar altında insan haklarına en güzel örneklerimizdir.

İnsanı insan yapan hakları ve değerleri  layıkıyla koruyabilen bireyler olabilmemizi  yüce yaradan dan diliyorum. Saygılar diliyorum.

Kaynak: İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner33

banner14

banner34