banner32

Zeytinburnu'nun kalbi Kazlıçeşme

Öncelikle ÇETİNER Medya Gurubun bir yayın organı olan Zeytinburnu Times Gazetesi ve www.zeytinburnutimes.com da makalelerimle sizinle bundan sonra buluşma imkanı veren Grubun yönetim kurulu başkanı Hüseyin Çetiner'e teşekkür ederim.

Ayrıca çok yakın bir zaman da da  grubun WEB Tv.si olan www.istanbultimes.tv de de İstanbul'un tarihi güzelliklerini anlatan programlarımız ile karşınızda olmayı umud ediyorum.

Şimdi Yaşadığım yer olan Zeytinburn ile alakalı ilk makalemi sizinle paylaşmak isterim. 


Buram Buram Tarih Kokan Bir Yer: ‘’KAZLIÇEŞME’’
 
İstanbul’un güzide bir İlçesi olan Zeytinburnu’muza bağlı bir Mahalle olan Kazlıçeşme Mahallesi Tarihi dokusu ve canlılığı ile dikkat çeken bir yer olmuştur. Birçok Tarihi eserin bulunduğu ve bir nevi Tarih’in de aynası olan Kazlıçeşme, gezip görmeyenler için gezilip görülmesi gereken yerler arasında ilk sıralarda yer almalı. 

Kazlıçeşme, İstanbul'un Zeytinburnu ilçesinin alan olarak en büyük mahallesidir.1957 yılında mahalle olmuştur. Mahalleden geçen atıkların bulunduğu bir dere mevcuttur. Ayrıca Mensucat Santral Anadolu Lisesi burada bulunmaktadır. İlçenin kuzeyinde Kazlıçeşme Mezarlıkları bulunur. Balıklı Rum Hastanesi, Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi ve Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi bu mahallede bulunur. Ayrıca Abdi İpekçi Spor Salonu da bu mahallededir.

Geçmişte tabakhaneleriyle bilinen mahalle ilçede dericilik ve konfeksiyon sektörlerinin hammadde ihtiyacını karşılamıştır. Günümüzde tabakhanelerin kaldırılmasıyla ortaya çıkan alan İstanbul'un miting alanlarından biridir.

Mahallenin güneyinde biri Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul’u almadan önce yaptırdığı cami(İstanbul’daki ilk Türk Camisi) olmak üzere iki cami, bir Rum Ortodoks kilisesi ve Erikli baba Cemevi bulunmaktadır. Mahalleye adını veren ama tahrip olmuş kaz figürlü çeşmede bunların yakınındadır.

Buradaki Camii, II. Mehmet’e de atfedildiğinden olsa gerek Fatih Camii olarak da anılıyor. Kesin inşa tarihi ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Caminin özgün haliyle günümüze kadar gelen tek parçasının sadece minaresinin alt gövdesi olduğu tespit edilmiş. Cami ahşap çatılı ve kâgir bir binadır. II. Mahmut döneminde, 1813 senesinde yenilenen cami, 1954 senesinde derici esnafı tarafından bir kez daha temelli bir onarımdan geçirilerek ibadete açılmış. Camii hala faal durumdadır. Kazlıçeşme Mezarlığı’nın karşısında Zakirbaşı Sokağı’nda bulunur.

Bu sokaktaki Bektaşî tekkesinin önünde yatan zatınsa Hacı Bektaş-i Veli’nin halifelerinden biri olduğu söylenir. Bu yatır hakkında yeterli bilgi yoktur. Etrafı demir parmaklıklarla çevrili ve yazısız yuvarlak bir dikilitaş ile simgelenmiştir. Tarihi yapıların çoğu Abay Caddesi ve çevresinden konumlandığından ötürü, bu yolun Kazlıçeşme’nin merkezi olduğunu düşünmek tabiidir.

Örneğin çeşme, bu yolun ortasındadır. İlk yerleşme dokusuna da burada rastlanır ve deri fabrikalarının buradaki meydanda, Abay Caddesi’nin denize doğru güney tarafıyla Yedikule surlarının doğu tarafında kurulduğu bilinir. 

Kazlıçeşme Meydanı’ndan Kasaplar Mescidi’ne giden Camii Şerif Sokağı üzerinde, yıllar evvel balıkçı Rumların evleri ve meyhaneleri bulunmaktaydı. Hatta bu meyhanelerden biri korunmuş ve günümüze kadar ulaşmıştır. Meyhane ile Ayia Paraskevi Ayazması arasında kalan alandaki Rumlara ait taş evler, burasının Rumlar için bir ikamet alanı olduğunu da gösteriyor ayrıca.

Yıllar evvel Kazlıçeşme sahilinde birçok balık türü avlanıldığı ve satıldığı rivayet edilmektedir. Bu işi yapan balıkçıların büyük bir çoğunluğuysa o vakitler Rumlardı. Günümüzde de kısmi düzenlemelerle Kazlıçeşme semti ve çevresi, giderek kendi tarihi dokusuna daha da yaraşır bir çehreye bürünmektedir.

Mahalleye adını veren Kazlıçeşme’den de bahsetmek gerekir. Kazlıçeşme semtine adını veren ve üzerinde kaz kabartması bulunan çeşmedir. Kazlıçeşme dış mekânda serbest, tek cepheli, kanatsız, tek musluklu, küp gövdeli, kesme taştan klâsik üslupta yapılmış bir çeşmedir. Kitabesinin altında, kare bir çerçevenin içinde alçak kabartma şeklinde stilize işlenmiş bir kaz resmi bulunmaktadır.

Çeşmenin yapılışına dair çeşitli rivayetler vardır. Bunlardan en çok itibar göreni; İstanbul Kuşatması esnasında baş gösteren su sıkıntısının, uçuşan kazların takip edilmesiyle, onların konduğu yerin kazılması sonucu çıkan su kaynağı için yapıldığıdır.

Kazlıçeşme adının da buradan geldiğine inanılır. Ancak çeşmeyi dikkatlice incelediğimiz zaman çeşmenin üzerinde yer alan kitabede, çeşmenin Hicrî 953 / Miladî 1537 senesinde Mehmed isimli bir kişi tarafından yaptırıldığı görülmektedir. Bu da gösteriyor ki çeşme İstanbul’un Fethinden çok sonra yapılmıştır. Yapısı çok sade olan çeşmenin her iki yanındaki yük koyma taşları günümüze değin gelmiştir.

Kazlıçeşme’de üç yüz altmış tane tabakhane ve otuz üç salhane inşa ettirilmiştir. İstanbul’un fethinden sonraki zamana denk düşen Rumeli seferlerinde, sefere giderken ordunun ihtiyaç duyduğu deri üretiminin burada gerçekleştirildiği de kayıtlarda mevcuttur. Bunun yanı sıra Kazlıçeşme’de mumhanelerin ve kirişhanelerin de bulunduğu biliniyor. Kazlıçeşme’deki deri fabrikaları, 1993 senesinde tamamıyla yıktırılmış ve bölgede bir düzenlemeye gidilmiştir.

Evet, sevgili dostlar Kazlıçeşme Mahallemizin nasıl zengin bir Kültürel ve Tarihi zemininin var olduğunu anlıyoruz. Netice itibari ile bu güzel Mahallemizin Tarihi dokusunu her zaman canlı tutmak ve her yerde bu zenginliği belirtip söylemeyi kendimize Zeytinburnu İnsanı olarak görev addetmeliyiz.

Bu zenginliğimizin ve daha Semtimizdeki nice zenginliğin kıymetini bilelim ve onları yaşatmak, tanıtmak ve de korumak için mücadele edelim.
 

Zeytinburnu Times / Koray Kamacı 

YORUM EKLE
YORUMLAR
İsimsiz kahraman :)
İsimsiz kahraman :) - 12 yıl Önce

Tebrik ederim sayın Koray Kamacı çok güzel bir tespitte bulunmuşsunuz. Yazılarınızı yakından takip etmekteyim.

Koray Kamacı
Koray Kamacı - 12 yıl Önce

Teşekkür ederim sağolun:) Takip etmeye devam edin.

banner33

Powered by Dailymotion

banner34