banner32

Zeytinburnu'nun En Hızlı Kriminal Mazisi

Bir zamanlar içinde yaşadığımız semt,  birbirini yakından tanıyan, hal hatır soran insanlarla doluydu.

Gecekondu mahallelerinde yaşayan insanlar, bulundukları mekânları temsil ederlerdi. Mahallenin delikanlıları, bulundukları mahallenin bir çeşit muhafızı gibiydiler. Bunlar çeşitli lakaplarla anılırlardı ve gözlerini budaktan sakınmazlardı. Herkesin malumu olduğu üzere, yakın zamanlara kadar “Zeytinburnu’lu” deyimi pek namlıydı. 

Söz konusu kimseler, yaptığı vukuatlarla anılan insanlardı. Bu vukuatlar ise, çoğu zaman kriminal ve adlî hadiselerin gerçekleşmesine yol açmaktaydı. Hemen belirtelim, sosyal açıdan bakıldığında bu tür hadiseler, mahalle organizasyonunun ve ona bağlı olarak devam eden hayatın bir parçası olarak görülmelidir. Daha doğrusu, mahallenin kabul veya reddetme arasında gidip gelen sosyal çatışmaların bir uzantısı olarak görülmelidir. “Racon” kelimesi de buna işaret etmektedir. 

Ne var ki, bir tefrik yapmak ve semtimizin geçmişinin kriminal olaylarla da anıldığını belirtmek durumundayız. Nitekim, Zeytinburnu Belediyesi Kültür yayınları arasında yer alan Çırpıcı ve Veliefendi Çayırları, İstanbul 2014 adlı eserimizde de bu tür hadiseleri söz konusu ettik. Kriminal bir vaka olarak tespit edebildiğimiz ilk hadise, 1848’de Kurban Bayramı’nda gerçekleşmiştir. 

Hadise ile alakalı olarak tutulan ve günümüzde algıladığımız  ihbar anlamından farklı olarak, bürokratik açıdan bir bir tür zabıt niteliğini taşıyan jurnalde, askerî personelin karıştığı adlî bir olayın kaydedildiğini görüyoruz. Günümüz Türkçesi’ne uygun olarak sadeleştirmeye çalıştığımız jurnalde, olayın başlangıcı şu şekilde anlatılmaktadır: “Önceki Kurban Bayramı’nın üçüncü günü Dersaadet Ordu-yı Hümayunu piyade Birinci Alayı’ndan Mülâzım (teğmen) Ali Ağa söz konusu alayın mûsikasından (bandosundan) Çavuş Ebdinli Ali ve Onbaşı Tireli Mehmed ve Birinci Taburu’ndan Yozgatlı Mehmed ile Mehterhāne’den Cumalı Mutiş adındaki askerî personeli yanına alarak bir yerde içip eğlendikten sonra, şarhoş durumda iken yanlarına üç fahişe alarak Veliefendi sahrasına gitmişlerdir. Söz konusu mülazım (teğmen) ve refakatindeki askerî personel burada bulunan değirmenin içinde birlikte yemek yedikleri sırada, 19 nefer taşcı 2 nefer korucu toplam 21 kişi bunların ellerinden fahişeleri almak gibi kötü bir niyet ile üzerlerine saldırmışlar ve ateş etmişlerdir”. 
Elbette bu Zeytinburnu’nun Kriminal tarihinde son hadise olmayacaktır.

Ancak günümüzün suç oranı ile karşılaştırıldığında bu tür hadiselerin parmakla sayılacak kadar az olması ve sabıkalı tipler tarafından işlenmesi de dönemin bir başarısı göz önüne alınmalıdır.



YORUM EKLE

banner33

Powered by Dailymotion

banner34