banner32

Bayram ve sonrası beslenmeye dikkat !!!

Yaşamımızı sağlıklı bir şekilde sürdürebilmemiz için en önemli faktörlerden biri de dengeli beslenmedir.

 Bayram ve sonrası beslenmeye dikkat   !!!
Ramazan ayı süresince oruç tutan kişiler öğün sayısındaki azalma ve beslenme saatlerindeki değişim nedeniyle  metabolizmamız  bayrama kadar farklı  bir beslenme ile karşı karşıyadır.



Zeytinburnu Times Haber Merkezi / Gülay Tunçel 




Sindirim sisteminin dinlendirilmesi yanında ruhen de nefsimizin terbiyesi söz konusudur. Ramazan ayının sona ermesini müteakip bazılarımız sanki bu dönemde ki açığı kapatacakmış gibi, bir ay boyunca   gün boyu uzak durdukları sigara ve alkol ile tekrar samimi (! ) olma yoluna gitmektedirler.  

Halbuki ramazan ayı boyunca sergiledikleri azim çerçevesinde hareket ederek bu zararlı alışkanlıklarından ebedi yen kurtulabileceklerini düşünmelidirler. Ayrıca; zararlı alışkanlıklarla ilgisi olmayan bazı insanlarımız ise ramazan ayı bu süregelen yeme içme kısıtlamasını telafi eder nitelikte, bayram da ipin ucunu kaçırabilmekte ve aşırı yeme yoluna gitmektedirler. Hal böyle olunca da bayram sonrasında istenmeyen gastro-intestinal  ( mide-barsak ) hastalıkları sıkça şekillenebilmektedir.



Dengeli beslenebilmemizde bize ışık tutacak en önemli konu, besin kaynaklarından hangisini, ne kadar miktarda,  ne zaman ve nasıl tüketeceğimiz ile ilgilidir.

Konunun uzmanı  İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa  Araştırma  Laboratuar Müdürü Vehbi Altunçul ile konuştuk.

Hocam  ramazan sonrası doğru beslenmeye ilişkin, neler paylaşacaksınız okuyucularımıza;

Sevgili Gülay, bir fizyolog olarak ve de bilim camiasının görüşleri doğrultusunda ramazan ayının sona ermesi ile birlikte beslenmemize ilişkin  neler yapmamız gerektiğine dair bazı ip  uçlarını şöyle sıralayabiliriz… 

1-   Ramazan ayı boyunca iki öğün olan yemek sayımızı üç ana ve üç ara öğün olarak düzenleyebiliriz. Öğünlerde tüketeceğimiz besinleri 4 ana gruptan oluşturmalıyız ( protein- karbonhidrat- yağ ve mineral ile elementler. )  Süt ürünleri olarak, başta süt olmak üzere, peynir, yoğurt, sütlaç, muhallebi v.s et ürünlerinden ise balıketi, tavuk eti, kırmızı et başta gelmektedir. Yumurta da protein yönünden çok kıymetli bir besin kaynağıdır.



Ayrıca; kuru baklagiller  (bakla, nohut,fasulye v.s ) tahıL ürünleri ( ekmek,bulgur, pirinç,makarna v.s )çok değerli  besin kaynaklarımızdır. Vücudumuzun şifası olan suyu ise günde 2-3 litre tüketmemiz gerekmektedir.( vücudumuzun ihtiyacı oranında değişim göstermektedir.)



Sıvı  takviyesi olarakta ayran meyve suları ve komposto çok yararlıdır. Ramazan sonrası sabahları yapacağımız hafif bir kahvaltıyı müteakip yiyeceğimiz  diğer ürünlerin de ağır olmamasına özen göstermeliyiz. Kızartma gibi kalorisi yüksek besinler yerine haşlama,  buğulama, normal pişirme, ızgara tarzında tüketmek büyük yararlar sağlamaktadır. Ağdalı tatlılar yerine sütlü taylılar tercih edilmelidir. Çeşitli salatalar (çoban, mevsim v.s ) ise her öğün zevkle tüketilebilmektedir.

2- Bayram sabahı hafif bir kahvaltı ile güne başlanmalıdır. Kahvaltıda kızartma, kavurma yöntemleriyle pişirilmiş besinler yenilmemelidir. Bayram ziyaretlerinde geleneksel olarak tatlı ikramı olacağından kahvaltıda şeker, bal vb. tatlı besinler bulundurulmamalıdır. Domates, salatalık, maydanoz, taze biber vb. çiğ sebzeler bolca tüketilmeli, az yağlı peynir tercih edilmelidir. Yumurta haşlanmış olarak yenilmeli, sucuk, salam, sosis vb yağlı besinlerden, börek vb. hamur işi gıdalardan uzak durulmalıdır. Ekmek olarak tam buğday unlu, kepekli ya da çavdar ekmeği tercih edilmesi kan şekerini kontrol altında tutar ve tokluk hissi verir. Ayrıca, besinler iyi çiğnenmeli, yemekler hızlı yenilmemelidir.



3- Ramazan bayramı boyunca şeker, şekerli gıdalar (tatlılar, çikolata vb) tüketimine dikkat edilmeli, çevrenin ısrarcı tutumlarından ve aşırı yeme eğiliminden mümkün olduğunca uzak kalınmalıdır. Eğer tatlı tüketimi çok isteniyorsa hamurlu, şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmelidir.  İkramda bulunurken ise hamur işi tatlılar yerine sütlü tatlılar, taze veya kuru meyveler; şerbetler yerine taze sıkılmış meyve suyu, az şekerli limonata, ayran vb. içecekler sunarak karşımızdakini zor durumda bırakmamış oluruz.



4- Sindirim sisteminin düzenli çalışması ve kabızlıktan korunmak için lif (posa) içeriği yüksek olan sebze, meyve ve kuru baklagiller tüketilmelidir. Yetişkin bireyler imkanlar dahilin de günde 5 porsiyon sebze ve meyve tüketmelidirler. Lif (posa) içeriği yüksek bu besinler aynı zamanda kan şekerinin de hızla yükselmesini engellemektedir.



5- Diyabet, diyaliz, kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon gibi kronik hastalığı olan kişiler, uyguladıkları diyete bayram süresince ve de bayram sonrasında da uymaya özen göstermelidirler. Özellikle diyabet hastaları tatlı tüketmekten kaçınmalı,  kendilerine ısrar edilmemesini dile getirmeliler.

6- Aileler, çocuklara ve gençlere bayramda ikram edilen şeker, çikolata ve şekerli besinleri sık tüketmemeleri, bu besinleri tükettikten sonra dişlerini fırçalamaları konusunda gerekli uyarılarda bulunmalıdırlar.

7- Doktoru tarafından kendilerine, gazlı içecek, kahve, çay v.s gibi şeyler içmeleri önerilmeyen kişiler, özellikle yaşlılar, tansiyon hastaları ve diğer hastalar gün boyu kahve ve çay tüketimlerine dikkat etmeli, aşırıya kaçmamalı veya bitki çaylarını tercih etmelidirler.

8.-Kişiler ramazan boyunca gece kalkıp sahur yemeği yeme alışkanlıklarını ramazandan sonra gece yeme alışkanlığı sekline dönüştürmemelidirler.



9- Bayramda gerek kendileri, gerekse eş ve dostuna götürmek için alınacak olan şeker ve şekerli ürünler satın alınırken, kesinlikle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan izinli olmasına, son kullanma tarihinin geçmemiş ve ambalajının bozulmamış olmasına dikkat etmeleri gerekmektedir.

10-Yaklaşık 1 ay yani ramazan ayı boyunca beslenme düzeni ile birlikte bireylerin fiziksel aktivite düzenleri de büyük ölçüde değişmektedir. Oruç tutan kişiler, fazla enerji harcamamak ve iftar vaktinden önce acıkmamak için daha önce uyguladıkları egzersiz programlarını bırakmaktadırlar.



Bu durum ise gereğinden fazla beslenen ancak hareketsiz kalan bireylerde kilo artışına neden olabilmektedir. Ramazan ayı boyunca yavaşlayan metabolizmanın tekrar düzelebilmesi, vücut ağırlığının dengede tutulabilmesi için bayramdan sonra yeterli ve dengeli beslenme, öğün atlamama, bol su içme vb. sağlıklı beslenme ilkelerine uymanın yanı sıra düzenli fiziksel aktivite yapmaya da özen gösterilmelidirler.

Hocam çok önemli bilgiler paylaşıyorsunuz, Dünyanın neresinde olursa olsun, Biz Türkler misafirperverliğimizde üstümüze yoktur …  verilen ikramları bazen  geri çeviremiyoruz, bir şey olmaz bugün bayram yada  bu seferlik olsun rejim yaparız deyip yemeğe devam ediyoruz…

Sevgili Gülay sorun da burada zaten ; tüm bu maddelerin yanı sıra, asıl önemli handikap, ve bizleri endişeye sevk eden konu, bayram ziyaretleri sırasında ikram edilecek tatlılar, gazlı içecekler ve çikolata türü yiyeceklerin nazikane bir şekilde reddi veya en az bir şekilde tüketilmesi ile ilgilidir. Risk grubunda olan kişilerin   ( kalp damar hastaları, hipertansiyon, şeker hastaları, hamileler v.s ) bu konuya çok daha fazla önem vermeleri gerekmektedir.

Çok teşekkür ediyorum, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa  Araştırma  Laboratuar  Müdürü Vehbi Altunçul,

Ben çok teşekkür ediyorum, Gülay Hanım son söz olarak okuyucularımıza  “ Canınız ne istiyorsa , Allah’ ın vermiş olduğu nimetlerden, sık olmadan,  az olmak , nefsinizi köreltmek kaydıyla yiyin,  ama asla gam yemeyin” Herkese Sağlıklı, hayırlı bayramlar diliyorum.



Gülay Tunçel'in Özel Röportajı 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner33

Powered by Dailymotion

banner34