banner32

Soylu, İmamoğlu’nu Açığa Almak İçin Zemin mi Kolluyor ?

Soylu, İmamoğlu’nu Açığa Almak İçin Zemin mi Kolluyor ?

Merhaba Değerli Okurlarım,

Bu açıklama içeren yazımdan sonra aşağıda okuyacağınız makaleyi 1 Nisan 2020’de kaleme aldım.

Neden daha önce yayınlamış olduğunuz makaleyi bir sene sonra tekrar yayınladınız dediğinizi duyar gibiyim.

Elbette bir gerekçem var hemen söyleyeyim size Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın vekaletname verdiği bazı avukatlar özellikle basına karşı Cumhurbaşkanına hakaret edildi denilerek en basit eleştiriyi bile bu kategoride görüp davalar açıyorlar.

ADINI YAZMAYA KOKTUĞUM Avukat A.Ö.Yine dava açar diye ismini rumuzlu yazdım. 

Aşağıda 1 Nisan 2020’de  yazdığım yazımda avukatın adını gayet kibar bir şekilde sadece bir olayı anlatmak için zikretmem bile HAKARET VE İFTİRA Olarak görülüp şikayet ve suç duyurusunda  bulunulması makul değil ama size düşmanlık yapan birileri pekala mahkemenin yolunu tutup DAVA açabilir.

Ancak tarafsız olan yargının da bu makale için dava açmaya gerek yok diyerek RED kararı vermesini beklerdim.

Oysa ki avukatın her yazdığımıza dava açtığını bildiğim için bir çok siyasi görüşe mensup avukata yazımı göndererek okuyup burada her hangi bir hakaret ve küçük düşürücü bir ifade varsa bana söyleyin düzelteyim demiştim. Emin olun hepside kesinlikle yok dediği için makalemi yayınlamıştım.

ANCAK Korktuğum başıma geldi ve avukat A.Ö.yine beni yanıltmadı ve şikayette bulundu.

Bizde 20.07.2020’de de avukatın HAKARET VE İFTİRA attığıma dair şikayeti üzerine Zeytinburnu İlçe Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Büro’ya giderek verdiğim ifadede aynen şunları söylemiş idim:

“Dosya içeriği hakkında bilgi sahibi oldum. Ben halen yukarıda belirtmiş olduğum adreste yaklaşık olarak  5-6 yıldır gazete haber portalı yayıncılığı üzerine faaliyet göstermekteyim.

Evrak içeriğinde geçen hususlarla ilgili olarak ben kesinlikle ne A.Ö  .ye ne de başka bir kimseye hakaret ve iftira içerikli haber yapmadım ve yazı yazmadım.

Bahse konu yazıda yazdıklarım daha önce basın yayın organlarında çıkan haberlerin ve konuşmaların derlemesidir. Zaten Gazetecinin görevi ve vazifesi de gördüklerini duyduklarını ,bildiklerini ve düşüncüklerini okurlarına aktarmasıdır.

Özellikle şikayetçi Avukat A.Ö.bir çok basın mensubu ile ilgili akla hayale gelmeyen suç duyurularında bulunarak davalar açmaktadır. Bizimle de bu kapsamda uğraştığını düşünüyorum. Makalemin hiçbir yerinde kimseyi suçlayıcı aşağılayıcı iftira içeren hiçbir bölüm yoktur.

Sadece www.istanbultimes.com.tr haber portalımızda yayınlanan  SOYLU İMAMOĞLU’NU GÖREVDEN ALMAK İÇİN ZEMİN Mİ KOLLUYOR başlıklı yazımda (makalemde) gerek 31 Mart 2019 gerekse de 23 Haziran 2019 seçimleri öncesi Sayın bakan Soylu’nun Medya’ya yansıyan ifadelerinden yola çıkarak böyle bir öngörü de bulundum.

Fikir cimlastiği yapmak, öngörüde bulunmak hakaret yada iftira değildir. Özellikle  bahse konu yazımda daha önce sayın avukat A.Ö.ile yaşamış olduğumuz süreci özetledim.

Bunun  neresinde hakaret var merak ediyorum. Yazdığımız yazıları ve haberleri sansür için avukat A.Ö.Onayına mı sunmamız gerekiyor.

BASIN DA SANSÜR  KABUL EDİLEMEZ… Yazımda küfür yok, küçük dürücü ifadeler yok bu nasıl hakaret oluyor anlamış değilim.

Avukat A.Ö. vekalet ücreti  ve tazminat almak için her önüne gelene dava açtığını düşünüyorum.

Kesinlikle avukat A.Ö.’in onurunu şerefini kişiliğini rencide edici hiçbir ifadem yoktur olamaz da.

Sayın avukat A.Ö.bu yazımda nasıl hakaret ve iftira çıkardı merak etmekteyim.

Ayrıca avukat A.Ö.nün çalışma arkadaşı aynı zamanda müşteki Vekili olan Avukat Ferah Yıldız’ın belirttiği gibi  A.Ö.yü aşağılamak toplum önünde küçük düşürmek ve toplumu kendine karşı kin ve nefret  duygusuyla doldurmak gibi bir amacım ve gayem yoktur.

Yine belirtildiği gibi geçmiş dönemde açılan  bir davadan almış olduğum ceza ile bu konunun hiçbir alakası da bulunmaktadır .

Hakkımda açılan veya açılacak olan iftira ve hakaret suçlamalarını kesinlikle kabul etmiyorum. Konu hakkında bildiklerim ve diyeceklerim budur “.

Şeklinde ifade verdim.

Ben bu ifade mi okuyan yargı mensuplarının bahse konu makaleyi de okuduktan sonra KAVUŞTURMA YER YOKTUR  Kararı vereceğini düşünüyordum ama dava açılınca yanıldığımı anladım.

En basit yazılarımıza dava açılıp yargı kapılarında süründürüyorsak bu ülkede gazetecilik yapmak bitmiştir. 

Bakınız Mart 2015 yılında Başakşehir Belediye Meclis toplantısında CHP ve Ak Partili Meclis üyeleri arasında Bahçeşehir GÖLET ‘in imara açılıyor olmasından dolayı çıkan tartışma kavgaya döndü.

O zaman Ak Parti Başakşehir İlçe Yönetim kurulu üyesi olan R.Ö.’nün arkadan saldırıp beni darp etmesi ile hem elimi aylarca kullanamadım hem de cep telefonum ve fotoğraf makinam zarar görmüştü.

Ceza davsı açtım saldırıyı yapan kişi suçlu bulundu  ama vefat ettiği için onun hakkında dava düştü.

Ceza davasının yanında tam 7 sene önce açtığım tazminat davası için 3 kez Bilirkişi bir kez de adli tıp ücreti ödediğim halde 15.02.2021 de biz davanın bitmesini beklerken hakim bu kez de 25 Mayıs 2021’e erteledi.

Bizim en basit bir tazminat davamız 7 yılda sonuçlanmadığı bir yargı içinde, Basın yasasına  dahi tabi olmayan bir YOTUBE KANALIMIZDA KONUŞAN vatandaşı bulup ifadesini dahi alamayan yargı ilk duruşma da bana 11 ay hapis cezası ve 15 bin lira para cezası verebiliyorsa BEN ÜLKEMİZDE YARGI VAR VE DOĞRU İŞLİYOR DİYEBİLİR MİYİM ?

İŞTE BİR SENE ÖNCE  YAZDIĞIM VE MAHKEME’NİN AVUKAT A.Ö. NÜN ADI GEÇTİ DİYEREK KENDİSİNE HAKARET VE İFTİRA ATILDIĞINI İDDİA EDEREK DAVA AÇTIĞI YAZIM AŞAĞIDADIR …

Soylu, İmamoğlu’nu Açığa Almak İçin Zemin mi Kolluyor ?

Bu da nereden çıktı dediğinizi duyar gibiyim. Beni bu düşünceye sevk eden bir çok emare var.

En bariz emare devlet kurumlarının iyi bir kontrol mekanizması kurup belediye başkanlarının terör örgütlerine yardım edemeyeceği bir sistem kurmak yerine işin kolayına kaçıp TERÖR Örgütüne yardım ettiği gerekçesi ile Diyarbakır, Mardin, Van Büyükşehir, Batman, il belediye başkanlarının yanı sıra onlarca ilçe ve belde belediye başkanlarını görevden alıp yerlerine kayyum atayarak seçmen iradesine saygısızlık yapıldığını düşünenler çok.

Diğer bir emare İstanbul Büyük Şehir Belediye başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’un 39 ilçe belediye başkanını 17 Mart 2020’de İBB’nin Saraçhane yerleşkesinde Korona Virüs ile alakalı değerlendirme toplantısı yapmak adına davet ediyor. Hiçbir Ak partili ilçe belediye başkanı toplantıya katılmıyor.

CHP’ Li belediyelerin açtığı yardım hesapları için İçişleri Bakanı sayın Süleyman Soylu’nun Belediyelerin yardım toplaması valilik iznine tabidir. İzin almadan yardım toplayamaz gerekçesi ile Belediyelerin açmış oldukları hesaplar için bu DEVLET İÇİNDE DEVLET KURMAK İLE EŞ DEĞER DENİLEREK hesaplara bloke koydurdu.

AK PARTİ İLÇE BELEDİYE BAŞKANLARI KENDİ İRADELERİ İLE Mİ İMAMOĞLU’NUN TOPLANTI DAVETİNE KATILMADI ?

Hiç bir AK PARTİLİ ilçe belediye başkanı böyle hayati bir dönemde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun Korona Virüs ile alakalı ne yapacağımıza dair istişare edelim davetine icabet etmemeleri basit bir şey değil.

İlçe belediye başkanları sizce kendi iradeleri ile mi, yada Ak Parti İBB Grup başkan vekilleri M. Tevfik Göksu’nun isteği ile mi, yoksa İl Başkanları sayın Bayram Şenocak’ın talimatı ile mi toplantıya katılmadılar ?

Benim bu konu için cevabım cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İmamoğlu’nun toplantı davetine katılmayın demiş olabileceği yönündedir.

1994’den sonra hangi görevde olursa olsun Erdoğan’ın direkt olarak İBB’nin yönetiminde en belirgin kişi olduğunu çok net görüyorum.

Zaten sayın Erdoğan’da daha önce defalarca İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder demişti.

Erdoğan şu an her ne kadar 23 Haziran 2019’da İstanbul’u açık ara fark ile kaybetse de bir şekilde İstanbul’u yeniden yönetmek için çareler ve çıkış yolu aradığını yapılan çalışmalarda görmek mümkün.

HALKIMIZ CAN DERDİNDE BAKAN SOYLU CHP’Lİ BELEDİYELERİN YARDIM HESAPLARINI BLOKE ETME...

Eğer bu salgın ile yapılan topyekün bir savaş ise yardım ve iyilik yapacağım diyenlere izin alın demek çok doğru gelmiyor bana. İmamoğlu'nun düşüncesi burada maddi bir rant elde etmek oladığı net bir şekilde görülüyor.

Bir basın nensubu ve vatandaş olarak CHP'li büyükşehir Belediye başkanları virüs ile mücade için bu devletin ve hükümetin sorumluğunda deyip hiç bir şey yapmasalardı eminimin ki Sayın Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan bu seferde ülke ölüm kalım mücadelesi veriyorken CHP'li belediye başkanları hiç bir şey yapmıyorlar diyeceklerinden şüphem yok...

Bazı olağan devirlerin kendi şartları vardır. İBB başkanı sayın Ekrem İmamoğlu'nda bu zor şartlar altında hükümetimize yardımcı olmak adına açtığı yardım hesapları için iç işleri bakanı sayın Süleyman Soylu'nun bunu DEVLET İÇİNDE devlet kurmak gibi algılaması makul ve mantıklı bir örnekleme olmamıştır.

Virüs'ten önce İBB'den 230 bin vatandaş yardım talebi ile başvuru yapmış. Son bir hafta içinde yapılan yeni 50 bin yardım başvurusu ile de İBB den yadım almak için bekleyen 280 bin vatandaş için Ekrem başkan bu hükümetin işidir gidin oraya mı başvurun deseydi Sayın SOYLU...

CHP’Lİ BELEDİYE BAŞKANLARI VİRÜS İLE MÜCADELE İŞİ HÜKÜMETİN SORUNU, BİZ YEREL İŞLERİMİZİ YAPALIM DESELER SAYIN SOYLU BU SEFER DE CHP’Lİ BAŞKANLARIIN SALGIN HASTALIK İÇİN DUYARSIZ KALDIKLARINI İLAN EDİP TEFE GERDİRECEKTİ…

Sayın Soylu halkın aklı ile alay etmeyiniz. Eğer İstanbul ve Ankara Belediye başkanlığı Ak Parti'nin elinde olsaydı yine hesaplara bloke koyarmıydınız ?

İmamoğlu henüz Sayın Cumhurbaşkanımız yardım hesabı açmadan önce inisiyatif alarak yardım hesapları açtı. Buradaki amacın ihtiyaç sahibi halkın sorunlarına az da olsa katkı yapmak adına yapılan bir çalışma olarak görmek gerekirken Belediyelerin açtığı hesaplardan dolayı bunu PARALEL DEVLET YAPILANDIRMASI olarak görmenin ardında ne gelir acaba ?

Sayın Soylu bakanım halka yardım için bu hesapları açan başkanlar hakkında ....PDY örgüt üyesi olarak görüp görevden alırsanız yerlerine kayyum atamaya da gerek yok...Çünkü kayyum vali oluyor.

Belki Vali /Belediye başkanı siyasi olmadığı için size uygun olmayabilir. Zaten İstanbul ve Ankara için Belediye meclis üyeleriniz CHP' den daha fazla: Meclis de kendi içinde yeni başkanını seçer.

Buşekilde sandığa yansıyan halk iradesini de PARALEL DEVLET YAPILANDIRMASI'nı yok ettik diyerek gerekçenizi halka sunarsınız.

Zaten daha önce İmamoğlu için seni Pejmürde ederiz, Kayyum atarız vs. gibi söylemleriniz vardı. Fırsat bu fırsat hangi hakla ve cüretle garip gurebaya yardım için hesap açıyorlar değil mi ? Ah güzel ülkem ah...

Kim ne derse desin Soylu CHP’li belediyelerin halkın sorunlarına bigane kalıp akabinde halk desteğini kaybeden başta İstanbul olmak üzere ciddi seçmen yapısı olan Ankara, Adana ve Antalya Belediyelerine 2023 genel seçiminden önce başlarına bir çorap örmek için ortam hazırlamak adına yıpratma faaliyetlerine girdiklerini bir çok olayda görmek mümkün.

Sayın Soylu bakanım İBB Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu virüs ile mücadele hükümetin işidir İBB olarak bizden talepleri olursa seve seve yardım ederiz deyip evinde otursa sizce daha mı iyi olacaktı ?

Sayın Soylu siz halkın bunları görmediğini mi sanıyorsunuz ? Ak Parti’nin İstanbul’u kaybetmesinde sizin bir çok beyanatınızın da payı vardı...

Sayın Soylu, şu anda halk can derdinde iken Batman dahil 8 HDP ‘li belediyeye kayyum atamanızın zamanlaması ne kadar doğru ?

Oysaki Müfettişler, Kaymakamlar, Valiler, Mali suçları araştırma kurulu (MASAK) başta olmak üzere devletin yasal organları vazifelerini layıkı ile yapsa sizce HDP’li belediyeler terör örgütlerine yardım yapabilir mi ?

Devleti yönetenler işin kolayına kaçıp o günü kurtardığını düşünmek yerine yaptığı icraatın uzun sürede ülkeye ne getirip götürdüğünü hesaplamasının daha adil ve doğru olacağını düşünmesi gerekir diye düşünürüm şahsen..

Bütün kamu kurum ve kuruşlularının kimin işe alacağına güvenlik soruşturması gereği sizin bakanlığınız karar veriyor.

Yapılan ihaleler yine denetim altında iken nasıl oluyor da bir ilçe belediye başkanı bütün bu kurum ve kuruluşları atlatıp terör örgütlerine yardım ve yataklık yapabiliyor ? Bunu anlamakta zorlanıyorum…

İç işleri bakanlığı olarak gerekli önlemleri alıp HDP’li veya başka diğer bir partiye mensup belediye başkanlarının kanunsuz harcama yapmalarını engellemek adına çalışma yapacağınıza halkın % 76'sının oy verdiği belediye başkanlarını görevden alıp bölge seçmeninin DEMOKRASİ’ den umudunu kesip zaten terör örgütlerinin tek çözüm silahlı mücadele demesine zemin hazırlayacak bir alt yapı oluşmuyor mu sizce ? Demedi demeyin KAYYUM atama işi uzun sürede PKK'ya yarayabliir...

Şimdi 31 Mart 2019 Seçim Öncesine Gelelim

AK PARTİ kurulduğu 2001'den 2019' a kadar aradan geçen 18 yılık sürede o eski mağdur olan Parti ve Yöneticileri, mağrurlanmış, gururlanmış, benim adayım başbakanlık yapmış, Millet ittifakı adayı olan, Ekrem İmamoğlu ise bir kenar ilçe belediye başkanı diyerek rakibini hor ve küçük gördüğü zaman aynen şunu demiştim.

Sayın Erdoğan 1994 yılında İBB başkan adayı olduğu zaman Beyoğlu’nu kaybetmiş bir aday olarak seçime girdi ve kazandı bu ifade yanlış ve zararlı diyerek makale yazmıştım.

Akabinde de ekledim Ekrem İmamoğlu CHP ve Millet İttifakı için en doğru ve iyi adaydır dedim.

Bunu derken de laf olsun torba dolsun babında da demedim. Çünkü ben 2007-2009 da Ak Parti Beylikdüzü il koordinatörü iken sayın İmamoğlu CHP ilçe başkanı idi. Hakkında hep güzel şeyler duyuyordum.

2012'de Gazetemizin 5.kuruluş yıl dönümünde yılın enleri dalında sayın Ekrem İmamoğlu‘nu Beylikdüzü’nde yaptığı başarılı çalışmalarından dolayı yılın ilçe başkanı seçmiştik

2014 seçimlerinde CHP Beyklikdüzü ilçesinde İmamoğlu’nu aday gösterdi.2014'de CHP 'nin yeni kazandığı tek ilçe Belediye başkanlığı burası oldu.

İMAMOĞLU YÜREKLERE DOKUNDU,AK PARTİ ADAYI BİNALİ YILDIRIM’A İSE DEĞİL HALK KENDİ İLÇE BAŞKANLARI DAHİ DOKUNAMADI…

İstanbul Times Tv özel YouTube kanalı olarak 2014 yılından bu yana ilk olarak siyasi sokak röportajları yapan kanal olduk.

31 Mart 2019 seçimlerinden önce Ak Parti İstanbul İl başkan yardımcılarından bir çoğuna sizin kenar ilçe belediye başkanı dediğiniz İmamoğlu kazanacak dediğim zaman bana inanmadıklarını görünce sandık sonuçlarını görünce bana hak vereceksinz demiştim...

İmamoğlu kazanacak derken de siyaseti çok bildiğimden değil. İstanbul'un 39 ilçesinde yaptığımız sokak röportajlarında seçmenin 1994' de Erdoğan’a nasıl bir ilgisi var idiyse İmamoğlu’na da öyle bir ilgi ve alaka olduğunu sokakta yaptığımız röportajlarda görüyordum.

Bu durumu AK PARTİ il tanıtım medya birim başkanı olan sayın Sevgi Yiğit’e ve Binali Yıldırım'ın özel kalem müdürü olan Sinan bey ile Beykoz Kavacık seçim merkezinde yaptığım yüz yüze konuşmada kendisine söyledim.

Sinan bey neden deyince aynen şunu söyledim: Her sene 1 milyon 200 bin genç seçim sistemine katılıyor. Gençler Tv değil YOUTUBE izliyor ama siz orada yoksunuz demiştim. Başka şeylerde söylemiştim konuşmamızda ama sanki ben hikaye anlatıyorum gibi beni dinlemişti.

Şu an yine Ak Parti yönetimini uyarıyorum. Bu tür baskıcı yöntemleri devam ederse 2023 genel seçiminde Ak Parti ciddi bir yara alacak gibi görünüyor...

Baskılara minik bir örnek vereyim : Daha önce AK PARTİ İstanbul il yönetim kurulu üyesi olan Av.Ahmet Özel denilen zat’a Anadolu Ajansı’ının hukuk işleri verilmiş.

Bu zat aynı zamandan Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatlarından birisidir.

Özellikle basın üstünde öyle bir baskı kurmuş ki anlatmak mümkün değil. Başımdan geçen bir olayı anlatayım size …

İki Sene önce bir engelli derneği küçük ve kısa bir haberini haber merkezimize göndermiş ve çalışma arkadaşlarımı arayarak destek maksatlı haberimizi yayınlar mısınız diyor. Arkadaşlarımızda engelli derneği olduğu için tabi diyor ve haberi yayınlıyorlar.

Bir süre sonra Anadolu Ajansı mail gönderip haberin kendilerine ait olduğunu ifade ederek yayından kaldırmamızı istemişti.Bizde zaten yardım etmek maksadı ile yayınlanan bir haber diyerek hemen yayından kaldırdık.

Biz olay bitti derken sırtını Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dayayan Av.Ahmet Özel dava açtı. Mahkeme kısa sürede karar vererek bize ceza verdi ve cezanın geri bırakılmasına karar vererek bahse konu avukata 2.580 TL vekalet ücreti ödememize karar verdi.

Bu zatın avukatlar ordusu kurarak bu şekilde haksız bir zenginleşme yoluna gittiğine dair sayısız haber ve serzeniş var. Biz de sorun olmasın diyerek çoluk çocuğumuzun mutfak masrafından kısarak bu bedeli ödemek zorunda kaldık.

Bu zat peşimizi bıraktı mı sanırsınız ... Tabi ki hayır… sayın avukat bizden 2.580 TL vekalet ücreti almayın biz yerel bir yayın olarak zor şartlar altında varlığımızı devam ettirmeye çalışıyoruz dediğimiz için bu kez de hakkımızda kendisine karşı tehdit ve şantaj suçu işlediğimize dair dava açtı.

Diğer bir çalışması da haberim olmayan bir sokak röportajımızda mikrofonumuza konuşan bir vatandaşın konuşmasında cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesi ile sadece yarım saat yayında kalan ve daha sonra hiç bir yerde yayında olmayan video için hakkımızda dava açtı.

Bizi ifade için davet eden İstanbul Emniyet Müdürlüğüne gidince orada sadece yarım saat yayında kalan ve bizde olmayan videoyu gösterdiler.

O İfademizde kesinlikle cumhurbaşkanına hakaret etme kastımız yok ve bahse konu video da yayında değil dedik. Ancak yine adı geçen avukat Bakırköy 13.Asliye Mahkemesinin 2020/134 nolu dava dosyası ile hakkımızda dava açtı.

Darbeci Evren’in parti başkanı olmayan sadece cumhurbaşkanı olan şahsına yönelik çıkardığı “Cumhurbaşkanı koruma kanunu” başımıza bela olmuş durumda. Sokakta konuşan ve sadece yarım saat yayında kalan şu an hiçbir yerde yayında olmayan bir video için YARGILANIYORUZ.

AK PARTİ HALKI ANLAMAMAK İÇİN ÖZEL BİR ÇABANIN İÇİN DE Mİ ?

Doğrusunu söylemek gerekirse kuruluş sürecinden kısa bir süre sonra Ak parti Zeytinburnu ilçe başkan yardımcısı sıfatım ile Ak partinin 28 Mart 2004 yerel seçimler öncesi 20 Mart 2004’de yapacağı Mitingin tertip komitesi üyeleri içinde idim. Kazlıçeşme Miting alanı saat 9.30 dan 12.30 a kadar Ak Parti'nin 13.00 ile 17.30 arası da CHP'ye tahsis edilmişti . O zaman başbakan olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan alana geç geldiği için CHP'ye alanı boş teslim edemediğimiz için Zeytinburnu CHP ilçe başkanlığı ben ve 2 arkadaşım hakkında ceza davası açtı.

Yapılan yargılamada 3 ER AY HAPİS cezası almış idik. Bizler halen düşünce ve fikir açısında aynı yerdeyiz ama AK PARTİ çok değişti.Bir zamanlar Ak parti kurucu genel başkanı sayın Erdoğan'a galiz küfürler savuranların eylem ve düşünceleri Ak Parti'de kök salmış durumda.

İmamoğlu’na dolayısıyla kendisini seçen 5 milyon İstanbullu 'ya karşı bu haksızlığı kim yapıyorsa ilk genel seçimde halk hesabını sormayacak mı ? Ak Parti 3 sene sonra yapılacak genel seçimde halkın gönlünü kazanmış bir İmamoğlu karşısında zorlanacağını düşündüğü için o zamana kadar ne kadar yıpratır ve halkın gözünde düşürürsem bu benim için kârdır diyor . Ancak dünya artık küçük bir köydür yani herkesin artık her şeyden haberi var. İmamoğlu'na karşı yapılan her çalışma da kesinlikle Erdoğan'ın haberi vardır.

AK PARTİ İMAMOĞLU'NA KARŞI SAMİMİ VE AÇIK OLSA KAZANIR

İSTANBUL demek nüfus olarak Türkiye'nin % 20 si, ekonomi olarak da % 54 'ü demek. Böyle bir şehri yönetmek için burada yaşayan 5 milyon kişiden İCAZET ALAN bir başkana sen ne anlarsın kanal istanbul’dan demek hiç hoş ve doğru değil.

Oysaki Erdoğan deseydi ki veya dese ki Ekremciğim sen henüz devlet yönetiminde yeterli bilgiye sahip değilsin. Şu veya bu gerekçeler ile kanal İstanbul’un yapılması gerek deyip ikna etmek yerine bilerek kavga çıkararak kendi seçmenini sağlam tutmanın peşinde.

Tarihte Gazneli Mahmut olarak bilinen devlet başkanı HİNDİSTAN üzerine 17 sefer yapmış nedenlerden birisi de savaşmayan orduyu bir arada tutamam diyerek yaptığını tarihçiler söylüyor.

AK PARTİ YANİ ERDOĞAN İMAMOĞLU'NA HATA YAPTIRIP GENEL SEÇİMDEN BİR SENE ÖNCE YANİ 2022'DE GÖREVDEN ALIP MECLİS ÜYELERİ KENDİSİNE BAŞKAN SEÇSİN HESABI YAPIYOR OLABİLİ Mİ DEMEDİ DEMEYİN...

Birilerinin bu kadar da olmaz dediğini duyar gibiyim. Yahu dostlar 31 Mart 2019 seçiminde sadece İBB açısından yenilemek için Ak Parti Genel Merkez seçim işleri başkanı Ali İhsan Yavuz bir şeyler oldu ama bizde bilmiyoruz diyerek 4 seçimin 3 ü geçerli oldu İBB açısından iptal olmadı mı ?

Diyarbakır,Mardin,Van Batman,Yalova Belediye başkanlarını nasıl bir punduna getirilip görevden alınmışsa İmamoğlu'na da ihale verdiğin bir firmada FETÖCÜ veya PKK'lılar var terör örgütlerine bilerek veya bilmeyerek kaynak aktardın veya başka bir şey ile görevden almak iç işleri bakanı Süleyman Soylu için hiç mi hiç zor değil. Bu yöntem hiç ülkemizde olmayan bir şey değil. İç İşleri Bakanı sayın Süleyman Soylu şu an çıktığı her tv kanalında CHP'Lİ BELEDİYELERİN YARDIM HESABI AÇMASINI PARALEL DEVLET YAPILANDIRMASI OLARAK GÖRMEDİ Mİ ?

CENGİZHAN'IN DEĞİŞMEZ YASASIDIR. BİR OLAYI BİR KEZ YAPAN BİR DAHA YAPPAR.

AK PARTİ İSTANBUL hezimetini kabul etmedi ve edecek gibi de durmuyor. Çünkü Ak Parti İBB Meclis grubunun yaptığı çalışmalar' ın da Erdoğan 'ın talimatları ile hareket ediyor. İBB kaybedilince Ak parti Gurup toplantılarını bile il başkanlığında yapmaya başladı.

Ak Parti İBB Meclis grubu İstanbul'un sorunları çözülsün ve halk rahat estin derdinde olsa idi İBB Başkanının Korona Virüsü için istişare amaçlı davet ettiği toplantıya Belediye başkanları katılırdı.

İlçe Belediyelerinin İBB'siz ilçelerine büyük ölçekli yatırım yapma şansları yok. Örnek vermek gerekirse Zeytinburnu İBB Kapalı spor salonu ve tesisleri vardı. İki sene önce yıkıldı. İBB Alt katları İSPARK için otopark, üstüne de sosyal tesisler yapacaktı.

Ha keza Zeytinburnu Seyitnizam kısmında metro yerin altına alınacaktı…

İmamoğlu’nu dışlayıp ilçe belediyelerinin toplantısına katılmasına izin vermeyen Ak PARTİ üst aklının İstanbul'a yatırım yapılsın halk rahat etsinden ziyade İstanbul'da hiç bir yatırım yapılmasın biz de halka 2023 seçimine veya erken genel seçim olursa İmamoğlu ve CHP bir şey yapamadı diye şikayet edip kaybettiğimiz itibarımızı geri alalımın peşindedir.

Dünya artık küçük bir köy halk her şeyi görüyor . Eskisi gibi şu an sadece 3/5 tane televizyon kanalı yok. Bizim öyle videolarımız var ki sadece kendi kanalımızda 5 milyon izlenmiş paylaşım yapanlarla sayı 50 milyonu geçen çalışmalarımız var.

Ak Parti samimi olur ve halka karşı açık ve şeffaf olursa beki ilk seçimde ayakta kalabilir aksi halde ANAP, DYP ve DSP gibi tarihteki yerini alır.

Mesela en basit bir soru ile yazımı bitireyim “ İmamoğlu 17 Mart 2020’de İstanbul’un 39 İlçe Belediye başkanlarını Korona Virüs ile alakalı fikir alış verişi yapmak üzere toplantıya davet etti ama Ak Partili hiçbir belediye başkanı toplantıya katılmadı birisi bana bunun gerekçesini söyleyebilir mi ?

Son söz detaylı düşünmeyen bir çok kimse Bakan Soylu’nun HDP ‘li belediye başkanları yerine kayyum atamasına sevindiklerini görüyorum. Bunun uzun sürede terör örgütünün ekmeğine yağ sürdüğünü düşünüyorum.

Düşünsenize terör örgütü bir köye veya beldeye gitse ve yeteri eğitimi olmayan Kürt evladına dese ki bakınız bizim % 76 oy alan belediye bakanını görevden aldı yerine kaymakamı atadı. Madem ki senin oyunun bir değeri yok neden seçim yaptılar ? Yapılan seçimin anlamlı olmadığını görüyorsunuz bize tek seçecek silahlı mücadele kaldı dese Kürt gence ne diyebilir acaba ?

Kayyum’a sevinen herkes bir de bu açıdan olaya baksın…Elbette hiçbir başkan halkın kaynaklarını terör’e kullandırmaz bunun engelleyicisi kayyum değil demokrasi içinde iyi bir denetim ile engellenme şansı olmalı mutlaka…

Aslında yazılacak çok şey var ama şu an bu kadarı ile yetineyim ..

Hüseyin Çetiner / 1 Nisan 2020 İstanbul

Güncelleme Tarihi: 17 Şubat 2021, 11:46

Hüseyin ÇETİNER

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner33

banner14

banner34