banner32

Zeytinburnu Kültür Sanat Etkinlik Takvimi: 14-20 Şubat 2022

Zeytinburnu Kültür Sanat’ta yine kültür hayatımızda önemli başlıkların açılacağı bir hafta bizleri bekliyor. Sezon boyunca düzenli olarak devam eden söyleşi ve seminerlerin yanı sıra, Zeytinburnu Kültür Sanat, sergi, sinema, tiyatro, çocuk tiyatrosu ve konser kategorilerinde de nitelikli sanatçı ve eserleri, sanatseverlerle buluşturmaya devam ediyor.

Zeytinburnu Kültür Sanat Etkinlik Takvimi: 14-20 Şubat 2022

SİNEMA: Peter Rabbit 

Gösterim Tarihleri: 14, 15, 16, 17 Şubat  

Gösterim Saatleri: 13.30-16.00-19.00  

Yaramaz tavşan Peter ve arkadaşı, boş bir kır evini sahiplenirler. Eve yerleşen kahramanlar günlerini gün ederler ve sakin bir hayat sürerler. Ancak bu durum, suratsız Bay McGregor’un ortaya çıkmasıyla değişir. İki arkadaşın evini imha için gelen Bay McGregor ile sevimli kahramanlar arasında büyük bir çatışma başlar. Bu sürecin içine hayvan sever Bea de dahil olunca macera daha çok renklenir. 

 

KONSER: İstanbul Devlet Türk Halk Müziği Korosu 

14 Şubat Pazartesi // 20.00 

Zeytinburnu Kültür Sanat, yeni sezonda Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Müzik Topluluklarını halkımızla buluşturuyor. İstanbul Devlet Türk Halk Müziği Korosu, 14 Şubat Pazartesi günü saat 20.00'de özel bir seçki ile oluşturulmuş repertuvarıyla müzikseverlerle buluşuyor.  

 

SÖYLEŞİ: Zeytinburnu Kitapçısı Buluşmaları 

15 Şubat Salı // 19.00 

Sunan: Zeynep Türkoğlu 

Konuk: Halil İbrahim İzgi 

Yer: Zeytinburnu Kitapçısı 

Zeytinburnu Kitapçısında Zeynep Türkoğlu, her ay birbirinden kıymetli konukları ağırlamaya devam ediyor. “Zeytinburnu Kitapçısı Buluşmaları”- nın şubat ayı konuğu yazar Halil İbrahim İzgi. Türkoğlu, İzgi ile Sultan Aziz Çıkmazı kitabı çerçevesinde bir sohbet gerçekleştirecek. 

 

SÖYLEŞİ: 100 Yüze İmza ve Söyleşi 

17 Şubat Perşembe // 19.00 

Sunan: Samed Karagöz 

Konuk: Ömer Erdem  

Zeytinburnu Kültür Sanat, sizleri Türkiye’nin en önemli şair ve yazarlarıyla buluşturmaya devam ediyor. “100 Yüze İmza ve Söyleşi” programının şubat ayındaki konuğu yazar Ömer Erdem olacak. Şairin Güneş Kalır Bir Başına isimli kitabından hareketle gerçekleştirilecek söyleşiye davetlisiniz. 

 

SİNEMA: Buz Devri 

Gösterim Tarihleri: 18, 19, 20, 21 Şubat  

Gösterim Saatleri: 13.30-16.00-19.00  

Buzul çağı, dünyaya hüküm sürmeye başlar. Yaşaması zorlaşan dünyada bir başlarına olan zavallı hayvanlar, hayatta kalmak için çeşitli yollar ararlar. Kendi halinde uzun tüylü bir mamut, karizmatik ve dişli bir kaplan ile muzır bir rakun, bu kaos esnasında bir araya gelirler. Üçü birbirinden farklı türe mensup bu hayvanların odağında ise bir mevzu vardır: Buldukları küçük bebeği, ailesine ulaştırıp hayatını kurtarmak. 

 

SÖYLEŞİ: Kültür Tarihi Söyleşileri 

18 Şubat Cuma // 19.00 

Sunan: Prof. Dr. Haşim Şahin 

Konuk: Prof. Dr. Muharrem Kesik 

“Kültür Tarihi Söyleşileri”nde, Orta Asya’dan Anadolu’ya, Göktürkler’den Osmanlılar’a kadar uzanan süreçte kültür tarihimizin temel dönüm noktaları, başlıca edebi ve kültürel eserler, din ve düşünce, sanat yapıları, abideler, zihniyet değişimi, beslenme kültürü konuları konuşulacak. Prof. Dr. Haşim Şahin’in şubat ayındaki konuğu Prof. Dr. Muharrem Kesik; “Anadolu’yu Yurt Yapanlar: Beylikler Devri Kültür Tarihi” konusunu anlatacak. 

 

NAĞMEDAR: Mihmandar Türküler 

19 Şubat Cumartesi // 15.00  

Yer: Merkezefendi Dârulkurrâsı Nağmedâr  

Zeytinburnu'nda, geleneksel Türk müziği icracıları ve sevenlerinin düzenli olarak bir araya geldikleri Nağmedar, bu hafta da özel bir dinleti ile müzikseverleri davet ediyor. “Mihmandar Türküler” konserini icra edecek sanatçıların isimleri ise şu şekilde: solist Özcan Uçarer, bağlamada Sedat Karaçay, ritimde Erhan Boz. 

 

ÇOCUK TİYATROSU: Benim Güzel Pabuçlarım  

20 Şubat Pazar 

Gösterim Saatleri: 13.00-15.00  

Yıllarıdır çalıştığı sirkten, “artık zamanın geçti” diyerek kovulur palyaço Kırmızıburun. Çok sevdiği pabuçlarını ise sirkte bırakmak zorunda kalır. Onları geri alabilmesi için para kazanması gerekir ve yapabileceği tek iş ise palyaçoluktur. Pabuçlarını geri almak için çıktığı yolculukta, çocuksu duyarlılığı onu hep başka kapıları çalmak zorunda bırakır. Peki sevginin gücüyle gelen çalışma azmi Kırmızıburun’u pabuçlarına kavuşturacak mı? 

 

SERGİ: "FORMREFORM" İsmet Yedikardeş Retrospektif Sergisi  

Sergi Süresi: 20 Ocak-6 Mart 2022  

Yer: Kazlıçeşme Sanat  

Ziyaret Saatleri: 10.00-18.00 (Pazartesi günleri hariç)  

Küratör: Mehmet Lütfi Şen  

Form ve Reform  

Yaratıcı bir insanın sanata adanmış ömrü, mensup olduğu medeniyetin ve insanlığın geleceğine ışık tutar. Sanatçılar, coğrafyalarının üst değerleridir. Gerçek sanat eseri etkisini ve kalıcılığını, sonraki zamanlara taşındıkça gösterir. Anadolu’da neşet etmiş kadim medeniyetlerin neredeyse hepsinde toprakla insan ilişkisi başat bir nirengi noktasıdır. Özellikle Selçuklu ve devamında Osmanlı Medeniyetinde “biz insanı kuru balçıktan yarattık” ayeti gereği hayatın en temel referansı; topraktan gelme, toprağa dönme yani hayatla ölümün iç içeliğidir. Bu felsefe Ahlat’ta İstanbul’a uzanan şehirlerde, toprağa verilen insanların üç boyutlu anıtlarında ifadesini bulur. Yaşam toprakla nasıl teşekkül ettiyse beraberinde gelişen pek çok üretim nesnesinin de ana öznesi yine topraktır. Çömlekçiler, su ve toprağı karıştırarak ilk çanaklarını; ustalar, su ve toprağı karıştırarak tuğlalarını; sanatçılar, su ve toprağı karıştırarak ilk eserlerini yapmışlardır. Şüphesiz çamura şekil verme bu yanıyla insanın öğrendiği ilk sanatlardandır.  

Sanatçı İsmet Yedikardeş’e ve eserlerine bakarken üst paragraftaki perspektifi kılavuz edinmenin doğru olacağı düşünüyorum. Plastik sanatlar alanında seramik, heykel, resim başta olmak üzere sayısız eseri bulunan sanatçının çalışmalarında ana eksenlerinden biri, insanlığın duvarlara çizdiği ilk mağara resimlerinden yola çıkarak yarattığı çağdaş yorumlardır. Bu ana eksen; ilk etapta seramik çalışmalarını daha sonra da resimlerinin çerçevesini belirliyor. Yedikardeş’in toprakla ilişkisi çocuk yaşlarda, babasının çömlekhânesinde başlıyor. Burada edindiği engin tecrübe ve pratiklik, kendi sanat yaşamında öncü bir rol oynuyor. Çocukluk döneminde çamurla kurduğu kadim ilişkiyi zanaattan sanata taşıyan, okuduğu destanları çağdaş seramik heykellere dönüştüren bir sanatçıdır İsmet Yedikardeş. Bu durum, üniversite yıllarında Almanya Stuttgart Akademisinde aldığı ve birincilikle bitirdiği seramik heykel eğitimi ile bir üst seviyeye ulaşıyor. Yedikardeş, farklı uğraş alanlarını vücuda getirdiği sanat eserleri ile ilişkilendirebilen güçlü bir yöne sahip. Öyle ki deri üzerine yaptığı çalışmalar onun resminin omurgasını oluşturuyor. Yedikardeş’in yol haritasını, Malik Aksel’in deyimiyle “Muhiti iyi tanımak” yani içinden geldiği medeniyeti yeniden yorumlaması ve geleceğe taşıma gayreti çiziyor. Bu sanat yolunun tabii sonucu; bir vefa örneği olarak Mardin şehir resimleri ve Sultanlar serisinde tamamlanıyor.  

Yedikardeş Retrospektifi hazırlıklarına iki yıl önce başladık. FORMREFORM kapsamında sanatseverler, sanatçının daha önce hiç sergilenmemiş art serilerini ve Almanya dönemini de kapsayan ilk eserlerini görme imkânı bulacaklar. Pandemi şartları sebebiyle sergi hazırlıklarının meşakkatli bir mesai süreci oldu. Buna rağmen dostum İsmet Yedikardeş ile çalışmalara devam ederek sergiyi ve bu retrospektif katalogu hazırladık, kendisine müteşekkirim. Ayrıca Yedikardeş’in sanatını kavramamızda bize rehber olan yazılarıyla kataloga katkı sağlayan Prof. Dr. Metin Sözen hocamızı ve artık fiziken aramızda olmayan Prof. Dr. Kaya Özsezgin’i saygıyla anmak istiyorum. Yedikardeş’in retrospektif sergisi için kaleme aldığı, sanat geçmişine dair pek çok detayı içeren kritik yazısı için sevgili Samed Karagöz’e, projenin sanat dünyasıyla buluşmasının imkânlarını oluşturan Sayın Ömer Arısoy’a ve emeği geçen tüm dostlarıma gönülden teşekkür ederim.  

Mehmet Lütfi Şen  

Küratör  

***  

İsmet Yedikardeş Hakkında  

1947'de Mardin'de doğan İsmet Yedikardeş ilk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. İlk olarak Sakarya İlköğretim Okuluna kaydoldu. İsmet Yedikardeş'in doğuştan gelen resim yeteneğini buradaki ilkokul öğretmeni keşfetti. Yaptığı bir sonbahar resmine hayran olan ilkokul öğretmeni ona "Sen ressam olacaksın" diyerek isabetli ve teşvik edici bir öngörüde bulunmuş oldu. İlkokuldan itibaren baba mesleği olan çömlek atölyesinde öğrenim hayatı boyunca çalışarak ileride zirveye çıkacak olan seramik-heykel kabiliyetini geliştirdi.  

Çocukluğundan beri tarih ve arkeolojiye meraklı olan Yedikardeş, çalıştığı çömlek atölyesinde tarih kitaplarında gördüğü eski heykel ve figürleri çalıştı. Bu çalışmaları, onun tarih öncesi döneme olan ilgisini arttırdı. Resim, heykel, çömlek ve tiyatroyla iç içe geçen ilk, orta ve lise eğitiminden sonra İstanbul'da okumak isteyen ve İ.Ü. Arkeoloji bölümüne giren Yedikardeş, dönemin siyasi istikrarsızlık ve öğrenci olayları nedeniyle ancak bir süre okula devam edebildi. Ardından Tatbiki Güzel Sanatlar Akademisindeki bir Alman hocanın tavsiyesi ile Almanya'ya gitmeye karar verdi. 1972’de Stuttgart Güzel Sanatlar Akademisine, Prof. U. Gunther'in başkanı olduğu Seramik ve Heykel Bölümüne girdi. Bu bölümü 1977'de bitirdi. Almanya'daki eğitimi süresince seramik, resim, heykel çalışmalarına aralıksız devam etti. Almanya'daki çalışmalarını 5 karma ve 4 kişisel sergiyle sanatseverlerle paylaştı.  

İlk insanların mağara resimlerinden esinlendiği çalışmalar ve Almanya'da sergilediği seramik eserler bu dönemin ürünleridir. 1979’da 2. İstanbul Sanat Bayramı kapsamında İstanbul Resim ve Heykel Müzesinde Alman sanatçılarla birlikte karma bir sergiye katıldı. Çeşitli konulardaki resim ve seramik çalışmalarının yanı sıra on yıldır Mardin kent dokusunu ve Mardin kültürünü merkez alan resim çalışmaları ile Mardin mimarisini, taş işleme sanatını, kent doku ve kültürünü sanatı aracılığı ile özellikle genç nesillere tanıtmaya çalışan Yedikardeş, evrensel düzeyde Mardin'e dikkat ve ilgi çekmeye çalışmaktadır. Resimlerinde özellikle son elli yılda yaşanan kültür erozyonundan payını alan Mardin'i, mevcut haliyle değil, bozulmadan önceki asli halini dikkate alarak kendine özgü tasavvur ve sanat gücüyle tuvale aktaran İsmet Yedikardeş, özelde Mardin'e, genelde ülkemize ve evrensel düzeyde de dünya kültürüne olan borcunu ödemektedir. Bugüne kadar Almanya’dan ABD’ye birçok ülkede çalıştaylar, karma sergiler ve kişisel sergiler açan sanatçı, çalışmalarını İstanbul’da kendi atölyesinde sürdürmektedir.  

Hüseyin ÇETİNER

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner33

banner14

banner34