Öğretmenler isyanda

Asayiş

Son günlerde öğretmenlere karşı yapılan bıçaklı saldırılar karşısında öğretmenler, sessizliklerini bozarak Zeytinburnu’nda eylem yaptı. Eğitim-Bir-Sen, Türk-Eğitim-Sen, Eğitim-Sen ve Eğitim-İş sendikalarının bir araya gelerek birlikte gerçekleştirdiği eyleme sendika yetkilileri ve üyeleri, okul müdürleri, veliler, öğrenciler ve çok sayıda öğretmen katıldı.

 Eylemde öğretmenlere yapılan saldırılara tepki gösterildi; eyleme katılanlar saldırıya uğrayan tüm öğretmenlere ve Dr. Reşit Galip İlköğretim Okulu sınıf öğretmeni Mehmet Arslan’a desteklerini dile getirdiler. Okul önünde başlayan eylem, sloganlar ve protesto alkışları eşliğinde adliye meydanına yürünerek orada yapılan ortak basın açıklamasıyla son buldu.

Eğitim çalışanlarının eylem sırasında Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e seslenerek kendilerine sahip çıkılmasını istedikleri görüldü. Öğretmenler, eylem boyunca ellerinde taşıdıkları “ALO 147 ÖĞRETMEN İHBAR HATTI, ALO 112 ÖĞRETMEN ACİLDE HATTI; OKULLAR HAYAT OLSUN ÖĞRETMEN SAĞ OLSUN; ÖĞRETMENE ŞİDDETE HAYIR, GÜVENLİ EĞİTİME EVET; ALO 147 ÖĞRETMEN BIÇAKLANDI” yazılı dövizler ve yürüyüş boyunca attıkları “ÖĞRETMENE UZANAN ELLER KIRILSIN; BAKAN DİNÇER ÖĞRETMENE SAHİP ÇIK; ÖĞRETMEN ACİLDE, BAKAN DİNÇER NEREDE; İADE-İ İTİBAR İSTİYORUZ; HASTANEDE YATIYORUZ, YAN GELİP YATMIYORUZ” sloganlarla seslerini duyurmaya çalıştılar.

Öğretmenler Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e Tepki Gösterdiler



Adliye meydanında toplanan öğretmenler, yaptıkları basın açıklamasında Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e tepki gösterdiler. Sendikalar adına ortak basın bildirisini okuyan Kamu-Sen ve Türk-Eğitim-Sen İl Başkanı Hanefi Bostan şunları söyledi:

 

ÖĞRETMENLERE SALDIRILAR ÖNLENSİN!

Bana Bir Harf Öğretenin Kırk Yıl Kölesi Olurum’ diyen Hz. Ali’nin anlayışı ile bugün geldiğimiz nokta arasında büyük bir çelişki bulunmaktadır. Son yıllarda büyük artış gösteren öğretmenlere yönelik şiddet ve saldırılar bunun en önemli göstergesidir. Neredeyse her gün eğitim ve bilim yuvalarımızda öğretmenler sözlü ya da fiziksel saldırıya uğramaktadır. Gün geliyor bir öğrenci öğretmeni bıçaklıyor, gün geliyor veliler ellerinde sopalarla öğretmenlere meydan dayağı çekiyor, gün geliyor öğretmenler velilerin döner bıçaklı saldırısı ile karşı karşıya kalıyor.

Nitekim onbeş gün içinde; Kütahya’da bir öğretmenimizin öğrencisi tarafından bıçakla yaralanması, İstanbul Esenyurt’ta bir öğretmenimizin öğrencisi tarafından diğer öğrencilerin gözü önünde bıçaklı saldırıya uğraması, Sakarya’da bir velinin öğretmeni tekme-tokat dövmesi ve yine 3 gün önce Zeytinburnu Dr. Reşit Galip İlköğretim Okulu öğretmeni Mehmet Arslan’ın okul çıkışında bir öğrencisinin iki yakını tarafından döner bıçağı ile saldırıya uğrayıp yaralanması, öğretmenlere yönelik saldırıların hız kazandığını ortaya koymaktadır.

Öğretmenlerimize yönelik bu çirkin, şiddet dolu ve aşağılayıcı hareketleri ve saldırıları kabul etmemiz, sineye çekmemiz asla mümkün değildir. Öğretmenlik mesleği kutsal bir meslektir. Kutsallığını da korumaya devam edecektir. Böyle alçakça saldırılar karşısında susulması, tepkisiz kalınması beklenemez. Gün geçtikçe öğretmenlik mesleğini yıpratanlar bu olayları yok sayma anlayışından vazgeçmelidir.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in ve bürokratlarının bu içler acısı ve düşündürücü manzarayı film seyreder gibi seyretmesi, öğretmenlere sahip çıkmaması, öğretmenlere yönelik şiddeti önlemek için acil eylem planı hazırlamaması, üstüne üstük öğretmenlere bu tür saldırılara karşı ses çıkarmamasını ve protesto etmemesini önermesi üzüntümüzü bir kat daha artırmaktadır.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer; genç nesilleri yarınlara hazırlayan, öğrencilerini kendi çocuğu gibi sahiplenen, onların dertleriyle dertlenen, sevinçlerine ortak olan, yeri geldiğinde öğrencilerinin kalemini, defterini alan, onlarla ekmeğini paylaşan, büyük bir özveri ile görev yapan öğretmenlerimize yapılan bu insanlık dışı muameleye daha ne kadar sessiz kalacaktır?

Milli Eğitim Bakanı ne zaman makam odasından dışarı çıkacak, kendi personeli ile kucaklaşacak ve onları sahiplenecektir?

Milli Eğitim Bakanı ne zaman bu konuda önlem alınması için Bakanlığı en üst seviyede alarma geçirecektir?

Okullarda öğretmenin etkinliği son yıllarda çok azaltılmıştır. Öğretmenler etkisizleştirilmiş ve yetkisizleştirilmiştir.

Öğretmene yönelik şiddeti önemsiz gibi görmek, bunu es geçmek önümüzdeki yıllarda okullarda şiddet olaylarının çok daha fazla artmasına zemin hazırlayacaktır.

Sayın Dinçer, MEB’in başında olduğunuzu unutmayın ve öğretmenlere sahip çıkın.

Öğretmenlere ve okul idarecilerine uygulanan şiddeti ve saldırıları durdurun, onların can güvenliğini sağlayın.

Aksi takdirde MEB koltuğunda daha fazla oturmanız doğru değildir.

Herkesi sorumluluğunu yerine getirmeye ve öğretmenlere sahip çıkmaya davet ediyoruz.”

Eylem herhangi bir olay çıkmadan son buldu.

Sendikalar Ne Dedi:

Eğitim-Bir-Sen İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Emrullah Aydın:

“Yaşanan bu olaydan iki şekilde kaygılıyız. Birincisi neslimizin geleceğimizin, gençliğimizin nereye doğru gittiği noktasında ciddi şekilde kaygı duyuyoruz. Eğer bir çocuk öğretmenine bıçak çekecek duruma gelmişse bu ülkenin geleceğinde sıkıntılar oluşacak demektir. İkinci kaygı duyduğumuz nokta ise sayın bakanımızdır. Sayın bakanımızın öğretmenlere, öğretmenlik mesleğini bilmiyormuş gibi bir muameleye tabi tutarak böyle bir demeç vermesi, şefkat ve merhameti temsil etmeleri noktasında uyarıda bulunması ve bu olayları münferit olaylarmış gibi değerlendirmesi oldukça kaygı vericidir. Biz mesleğimizi ve çocuklarımızla iletişim kurmasını çok iyi biliyoruz. Bizler yıllardan beridir bu işi yapıyoruz. Ancak bugün buradaysak bizim sabrımızın sonunun geldiği demektir bu. Demek ki şefkat ve merhamet sınırları iyice zorlanmıştır. Sayın bakanın bundan haberdar olması gerekiyor. Bu anlamda çalışanlarımızı, meslektaşlarımızı rahatlatacak tedbirler ve demeçler beklediğimizi ifade ediyorum.”

Eğitim-Sen İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Barış Uluocak:

“Sadece Bahçelievler ve Zeytinburnu’nda üç öğretmen arkadaşımız şiddete maruz kaldı. Burada bir olaydan değil bir olgudan bahsetmek gerekir. Bu olayı sadece veli, öğrenci şiddeti olarak görmemek lazım. Bu konunun gerçeğinden uzaklaşmak demektir.


Velileri, öğrencileri müşteri; öğretmenleri de bu metayı yani eğitim gibi herkesin kolayca ulaşabilmesi gereken bir hizmeti satılması gereken bir mal olarak gören zihniyet öğretmen veli ilişkisini tüccar-veli ilişkisine indirgemiştir.



Bunu böyle görenler bu olayların sorumlusudur. Öğretmenleri alo ihbar hatlarıyla suçlamaya çalışanlar şunu bilmelidirler ki bu ülkenin öğretmenleri yaptıkları işin bilincindedir. Bakan Dinçer’in eğitimi özelleştirme politikalarını bırakmasını istiyoruz. Bu şiddetin münferit bir olay olmadığını temel bir eğitim zafiyeti olduğunu belirtmek istiyorum.”

Eğitim-İş İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Erkan Aksoy:



“ Alo 147 Öğretmenlerimiz bıçaklandı, bilginiz olsun. Evet, bu sonuç. Bu noktaya nasıl gelindi. Bakan açıklama yapıyor öğretmen üç ay tatil yapıyor, olmaz bir aya indireceğiz. Öğretmenler yeterli değil bunları sınava alacağız. Peki bu neye götürdü. Bunu sene başından beri görüyoruz. Öğretmenimiz kreşte bıçaklandı. Türkiye’nin her yerinde olaylar üst üste geldi. Gençlerimizi suçlamıyorum, cahilin cesaretinde bilim kırdırılıyor, aydınlanma kırdırılıyor. Bu olaylarda ne yazık ki Ömer Dinçer başrolde oynuyor. Buradan kendilerine çağrımız şudur. Öğretmenin itibarsızlaştırılmasına son verilmelidir. Öğretmene hakkı olan itibar iade edilmelidir. Alo 147 kaldırılmalıdır. Bizim buradan çağrımız şudur: Bu şiddetin son bulması için sayın Bakan eğitimin paydaşları olan sendikaları bir araya getirip bu eğitimin sorunlarına çözüm bulmalı."
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.