banner32

Siyasetçiler eleştiri ve istişareye açık olacak

Siyasetçiler eleştiri ve istişareye açık olacak

Siyaset yapan insanlar eleştiri ve istişareye açık olmaları gerekir. Onlarca olumlu yazı yazarsan bir tepki veya teşekkür gelmez.  Ama haklı,gerekli ve doğru bir eleştiri yaparsın en kötü kişi ve akla hayale gelmeyen ambargolara muhatap olursun.

Tabi biz yazılarımızı yazarken aferin veya teşekkür alalım diye yazmayız. O an o konunun bir fotoğrafını yazımız ile çeker gideriz.

Akıllı ve çevresinin gücünden yararlanmayı bilen siyasetçiler lisan-ı halleri ile yapılan eleştiriden ders alarak  eleştiriyi yapanın harcadığı zaman ve enerjiden dolayı teşekkür etmeleri  gerekirken  basit ve artık modası geçmiş  yöntemler olan sen beni eleştirdin ben de sana verebileceğim kadar zarar vereceğim demek ne insan  i,ne İslami nede siyasi bir düşünceye sığar.

Hz.Ömer Cemaata kılıç doğrultarak ey cemaat ben bir gün  haktan uzaklaşırsam bana ne yaparsınız diye sorar. Cemaat kem küm,yapacak değil. Zaten o kurban olduğum sahabiler dos doğru yaşadılar ve dos doğru ebedi aleme göçtüler.

Cemaat ya Ömer sen hata yaparsan sana doğruyu dilimizle hatırlatırız der. Bunun üzerine Hz.Ömer ya ben dilinizle söylediklerinize inanmayıp  hatalarıma devam edersem ne yaparsınız DER. Cemaat ‘ da ya Ömer seni bu sefer KILIÇLARIMIZ ile  düzeltiriz diyerek istişare ve eleştiri kültürüne MUHTEŞEM bir ufuk çiziyorlardı.

Bugün idareciler veya makam - mevki sahibi zat-ı muhteremler danışman değil,kendi düşüncelerini tasdik edecek SUÇ ortağı arıyorlar. Hz.Ömer döneminin eleştiri ve tenkit kültürüne alışık devlet büyüklerimiz bugün iş başında olsa belkide bir çok bela ve sıkıntıyı yaşamamış olacaktık.

İlçe belediye başkanı değil küçük dağları ben yarattım diye düşünen ilçe belediye başkalarımız var…

İsim vermirum İstanbul'un bir çok ilçe belediye başkanı yüksek bütçelere hükmettikleri için kendilerini birer ilçe belediye başkanı olarak değil de sanki bir devletin kralları imiş gibi hareketlerin içinde yer almaktan bir sıkıntı görmüyorlar. Bu durum da suçlu sadece başkanlar değil. Onları SIRAT-ı MÜSTAKİM'
 e yani doğru yola getirmeye çalışmayan halkında suçu olduğunu vurgulamam gerek.

Türk yargısı hakkımda dava açan bir belediye başkanına gerekçeli kararında şunları söylemişti

"Siz büyük bir ilçede belediye başkanı adayı olurken ve seçildikten sonra basın'ın bazı çalışmalarda sizi eleştirebileceğini kabul ederek bu mesleği seçtiniz. Basın'
 ın görevlerin den birisi de soru sromak ve eleştirmektir. Kişilik haklarınıza hakaret edilmediği ve küçük düşürülmemek şartı ile basın sizi eleştirmek üzere her türlü haber ve makale yazabilir. Bu basın hürriyeti kapsamına giriyor denilerek yaptıkları şikayetler RED edilmişti. 

Makam ve mevki sahiplerinin şahsi hereketleri ile hata ve yanlışların içinde yer almasını çok doğru bulmam.

Aslında yazılacak çok şey var ama biz SUKUT ederek susma hakkımızı kullanmayı tercih edelim en iyisi.


Zeytinburnu  Times / Hüseyin ÇETİNER 





YORUM EKLE

banner33

banner14

banner34