banner32

Astım Ve Tedavi Yöntemleri

Astım bronş dediğimiz akciğer içi hava yollarının müzmin iltihabi bir hastalığıdır. Bu iltihap alerjiye veya sık geçirilen enfeksiyonlara bağlı gelişebilir. Astımda, hava yolları iltihaplı, şiş ve kızarıktır. Hava yolları iltihaba bağlı daralmıştır. Hava yollarında aşırı duyarlılık vardır.

Astım Ve Tedavi Yöntemleri
HAVAYOLLARINDA AŞIRI DUYARLILIK NEDİR?

Avrasya Hospital Göğüs Hastalıkları uzmanı Dr. Banu Altoparlak Kapar ,Hava yollarında aşırı duyarlılık, normal bir insanın hava yollarıyla karşılaştığı zaman herhangi bir kasılmaya yol açmayan sigara dumanı, parfüm, yemek ve bazı diğer kokulara karşı aşırı bir tepki vererek bronşların daralması halidir. Bu temas sonucu hastalarda öksürük krizi ve nefes darlığı ortaya çıkabilir.

ASTIMIN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Nefes darlığı, 3 haftadan uzun süren öksürük, Göğüste ıslık sesi, Göğüste tıkanıklık hissi. Nefes darlığı ataklar halinde gelmekte olup özellikle geceleri uykudan hastayı kaldırması tipiktir. Ataklar arasında hastanın genelde nefes darlığı yakınması yoktur. Hastaların bir kısmında nefes darlığı sürekli bir hal alabilir ve hastanın yaşam kalitesini bozarak sürekli geceleri uykudan uyandırmaya, iş gücü kaybına, hastaneye yatmalara neden olabilir. Astımlılarda mutlaka nefes darlığı olmak zorunda değildir. Öksürükle de seyreden astım formları vardır. Özellikle geceleri gelen ve hastayı uykudan uyandıran öksürük, eforla gelen öksürük yakınmaları olduğunda astım olası bir tanı olarak akla gelmelidir.

ASTIM ATAĞINDA NELER OLUR?

Astım atağında genelde tetiği çeken bir faktör vardır. Altta yatan temel neden çoğu hastada alerji olmakla beraber en sık olarak enfeksiyonları takiben hastalarda astım ataklarına rastlanır. Astım atağında hava yollarında var olan iltihap daha da artarak hava yollarını iyice daraltır. Hava yollarında balgam üreten hücrelerin salgısı artar ve balgam tıkaçları oluşarak hava yollarını tıkar. Ayrıca hava yollarının etrafında var olan kas lifleri kasılarak var olan patolojinin daha da artmasına ve hava yollarının daha da daralmasına neden olur.

ASTIMIN NEDENİ NEDİR ? 

Göğüs Hastalıkları uzmanı Dr. Banu Altoparlak Kapar Astım temelde genetik bir hastalıktır. Yakın aile çevresinde astım olan kişilerde astım gelişme olasılığı daha yüksektir. Aile yakınlarında astım olmadan da genetik bazı bozukluklara bağlı olarak astım gelişme olasılığı vardır. Ayrıca çevresel faktörlerde astım gelişiminde rol oynayabilir.

ASTIM ATAKLARINI NELER OLUŞTURABİLİR?

Sık olarak astım atağına yol açan etkenler şunlardır:
 Ev tozu akarları,
 Çimen, ağaç , hububat polenleri,
 Küfler
 Hamam böcekleri
 Kedi, köpek, kuş gibi ev içerisinde beslenen hayvanlar,
 Nezle, grip gibi enfeksiyonlar,
 Sigara dumanı, odun, kömür dumanı, tezek yakma, parfüm, saç spreyleri, yemek, boya kokuları gibi ağır kokular, otomobil içerisindeki kokular, sis ve hava kirliliği.
 Psikolojik faktörler,
 Egzersiz,
 Aşırı rutubetli iklim,
 Hava ve mevsim şartlarında değişim,
 Gülme, ağlama gibi ani sık nefes alış verişini gerektiren manevralar,
 Mesleki faktörler. 
EV TOZU AKARLARINDAN NASIL KORUNULABİLİR?

Ev tozu akarları gözle göremediğimiz ancak iç ortamlarda milyarlarca bulunan mikroskop altında keneye benzeyen canlılardır. Bunlar en çok yatak, yastık, yorgan, battaniye, halı, perde mobilya gibi yerlerde barınır. Yüksek yerlerde akarların yaşama olasılığı çok azken özellikle rutubetli iklimlerde yaşama olasılığı çok fazladır. Örneğin Erzurum’da ev içi havadaki akar konsantrasyonları çok çok düşükken Istanbul'da akar konsantrasyonları çok fazladır.
Akar alerjisi olan hastaların korunmak için :
 Yatak örtüsü, nevresim ve çarşafların haftada en az iki kez değiştirilerk 60oC üzerinde bir sıcaklıkta yıkanması,
 Evde sık sık temizlik yapılması, tercihen temizliği başkasının yapması, kendiniz yapıyorsanız maske kullanmanız.
 Evin sık sık havalandırılması,
 Yatak odasında halı varsa kaldırılması
 Kumaş döşeli eşyalar yerine deri, suni deri, ahşap ve plastikten yapılmış olanlar tercih edilmesi
 Evde peluş oyuncak barındırmamak
 Yatak ve yastıkların akarları geçirmeyen özel bir kılıfla kaplanması
 Akarları öldüren özel kimyasal solüsyonlarla temizlik yapılması
 Özellikle HEPA filtre içeren hava temizleme cihazlarının kullanılması uzun vadede alerjik şikayetlerin kontrolü açısından faydalı olabilir . 

POLENLERDEN NASIL KORUNULABİLİR? 

 Polen sezonu (Nisan-Mayıs-Haziran) gerekli olmadıkça dışarıda dolaşmamalı, pikniğe gidilmemelidir.
 Ev ve arabalarda polenleri tutan hava filtreleri, hava temizleme cihazları kullanılabilir.
 Polenin yoğun olduğu günlerde dış ortamda maske ve gözlük takılabilir.
 Polenlerin yoğun olduğu dönemlerde kapı ve pencereler kapalı tutulmalıdır.
 Evdeki pencerelerin ince örgülü telle kapatılması yarar sağlayabilir.
 Polen sezonu boyunca alerjiye karşı koruyucu antialerjik ilaçlar alınmalıdır.

KÜF MANTARLARINDAN NASIL KORUNULABİLİR? 

 Evde nemli rutubetli duvarlar varsa tamirini yaptırın.
 Evde havalandırmayı arttırın.
 Küflü malzemeleri atın, küflü yerleri çamaşır suyu ile silin 

HAMAM BÖCEKLERİ

Evde bulunan kalorifer böceği veya hamam böceklerinin son yıllarda astımlılarda şikayetleri arttırdığı ortaya konmuştur. Korunmak için:
 Böcek giriş yerleri yok edilmeli.
 Böcek ilacı ile ilaçlama, ardından yoğun temizlik yapılmalı.
 Açıkta çöp, gereksiz eşya, yiyecek bırakılmamalı, mutfak temizliğine özen gösterilmelidir. 

EV HAYVANLARINDAN KORUNMA 

 Allerjik kişinin evine mümkünse ev hayvanı alınmamalı.
 Eğer evde hayvan varsa mümkünse uzaklaştırılmalı.
 Evdeki hayvan uzaklaştırılamıyorsa HEPA filtreli bir hava temizleme cihazı yararlı olabilir.
 Yakın temasta maske takılabilir.
 Hayvanın tüyleri allerjenlerin miktarını azaltabilecek özel bir şampuanla haftada bir veya iki kez yıkanabilir. 

ENFEKSİYONLARDAN KORUNMA

Astımlılarda en çok tetiği çeken faktör enfeksiyonlardır. Korunma için:
 Her sene sonbahar aylarında mutlaka grip aşısı yaptırın.
♦ Gribi olan kişi ile yakın temas kurmayın.
♦ Kış ayları boyunca vücut direncini arttırıcı vitaminler ve antioksidanlar içeren meyve ve sebzeleri bol miktarda tüketin, gerekirse vitamin takviyesi alın. 
♦ Özellikle merkezi havalandırması olan işyerlerinde çalışanların havalandırmadan gelebilecek enfeksiyon etkenlerine karşı koruyucu olarak hava temizleme cihazı kullanması önerilebilir.
♦ Astımlı hastalarda sık görülen sinüzit hastalığına karşı dikkatli olun. Islak saçla dışarıya çıkmayın. Sinüzit belirtileri varsa (burun tıkanıklığı, koyu renkli geniz akıntısı, öksürük, balgam) doktor önerisi ile uzun süreli 15-20 gün antibiyotik kullanmanız gerekebilir.
♦ İnfeksiyon döneminde astım ilaçlarınızın dozunu arttırmanız gerekebilir. 

ZARARLI ETKENLERDEN KORUNMA

♦ Sigara içilen ortamda bulunmayın.
♦ Hava kirliliğinin, sisin yoğun olduğu havalarda dışarıya çıkmayın.
♦ Saç spreyi, parfüm, deodorant, kullanmayın, yakınlarınızı da sizin iyiliğiniz açısından kullanmamaları açısından ikna edin,
♦ Isınmak için odun, kömür sobasından kaçının. 

PSİKOLOJİK KORUNMA

Astımda kontrolü güçleştiren en önemli faktörlerden biridir. Psikolojik sorunlar astım atağını tetikleyebilir ve astım tedavisine uyumu güçleştirebilir.
♦ Rahatlatıcı, gevşetici nefes alma teknikleri, meditasyon gibi teknikleri öğrenin ve uygulayın.
♦ Sürekli pozitif düşünmeye çalışın. Gerekirse bu konuda gerekli kitap okuma, kurs gibi eğitimsel faaliyetlerde bulunun.
♦ Doktorunuz gerek görüyorsa sizi psikolojik yönden destekleyecek bir ilaç kullanın. 

EGZERSİZ

Astımlı hastaların büyük bir kısmında egzersiz sonrası nefes darlığı şikayetleri ortaya çıkmaktadır. Korunmak için:
♦ Özellikle soğuk kuru havalarda egzersiz yapmaktan kaçının.
♦ Kirli, sisli havalarda egzersiz yapmaktan kaçının.
♦ Egzersiz öncesi kısa sprintlerle ısınma hareketleri yapın.
♦ Gerekiyorsa egzersiz öncesi rahatlatıcı ilacınızı alın. 

İKLİM

İklim astımı olumlu veya olumsuz etkileyebilir. Özellikle rutubetli iklime sahip yerlerde yaşayan astımlılarda şikayetlerde artma mevcuttur. Örneğin bir çok hastanın astımı rutubetin fazla ve hava kirliliğinin yoğun olduğu bir yer olan İstanbul'da fazlalaşmaktadır. Bu amaçla mümkün olduğunca ılıman iklime sahip yerlerde yaşanması önerilmektedir.

MESLEKİ FAKTÖRLER


Mesleki astım en sık rastlanan meslek hastalıklarından biridir. Eğer şikayetler belli bir işyerine girdikten sonra ortaya çıkıyor ve kesin iş ile ilişki kurulabiliyorsa mesleki astım tanısı konabilir. Eğer var olan astım bir işyerine girdikten sonra artıyorsa buna işle artan astım denir.
Korunma için:
♦ İşten uzaklaşma, yer değiştirme.
♦ Meslek seçerken riskli mesleklerden uzak durma (örneğin:fırın, berber, oto boyacılığı, mobilya imalatı, deterjan fabrikası, ilaç imalatı vs.)

GEBELİK VE ASTIM


♦ Gebelerin 1/3 ünde astım şikayetleri artar.
♦ Astım semptomları en çok 29. ve 38.haftalar arasında artış gösterir.
♦ Gebelik süresince astımınızı tetikleyecek etkenlerden uzak durun.
♦ Bebeğinize yardım etmenin en iyi yolu astımınızın kontrol altına alınmasıdır. Astım ilaçlarının büyük bir çoğunluğu bebek üzerine herhangi bir olumsuz etkiye sahip olmayıp güvenle kullanılabilir. 

ALERJİK NEZLE VE ASTIM

Astımlı hastaların yaklaşık %70-80 inde alerjik nezle vardır. Bu yüzden tek hava yolu hastalığı kavramından bahsedilmektedir.
♦ Astımınız varsa sık hapşırık, burun tıkanıklığı, burun akıntısı gibi şikayetleriniz varsa alerjik nezleniz de vardır.
♦ Alerjik nezle tedavisi ile astım kontrolü çok daha iyi sağlanabilmektedir.
♦ Doktorunuzun önerdiği anti alerjik ilaç ve burun spreylerini önerilen süre kullanınız.
♦ Alerjik nezle birlikte sinüzit sık görüldüğü için arada Kulak Burun Boğaz muayenesi olarak sinüzit olup olmadığı, burunda polip denen etlerin gelişip gelişmediğinin kontrolünde fayda vardır. 

DİĞER İLAÇLAR VE ASTIM

Astımlı hastaların bir kısmında bazı ilaçlara karşı hassasiyet olabilir. Bu ilaçları aldıktan sonra alerjik reaksiyonlar ve astım ortaya çıkabilir.

♦ Aspirin ve diğer ağrı kesicileri mümkün olduğunca kullanmayın. Kullanmanız gerektiğinde yan etki ihtimali daha az olan parasetamol veya nimesulid türü ilaçları tercih edin.
♦ Bazı tansiyon ilaçları bronşlardaki duyarlığı artırabilir. Öksürük krizlerine ve nefes darlığında artmaya neden olabilir.
♦ Bazı antibiyotikler seyrekte olsa astım krizlerini tetikleyebilir. Antibiyotikleri dikkatli ve doktor önerisi ile kullanmakta fayda vardır.

GIDA VE ASTIM İLİŞKİSİ

Gıdalarla astımın ilişkisi özellikle erken çocukluk döneminde ortaya konmuştur. Erişkinlerde bu ilişki belirgin değildir. Yine de özellikle gıda katkı maddesi içeren yiyecek ve içeceklerden uzak durmakta fayda vardır. Mümkün olduğu kadar doğal beslenme önerilmektedir.

ASTIM VE REFLÜ

Astımlı hastaların bir kısmında reflü şikayetleri vardır. Reflü mide asidinin yemek borusundan yukarı doğru kaçmasına verilen isimdir. Kendisini göğüs arkasında yanma, midede ekşime, ağza acı ekşi sular gelme gibi belirtiler gösterebilir. Ancak reflüsü olanların yarısında reflü belirtisi yoktur. Mide asidi solunum yollarına kaçtığında astımın kontrolünü güçleştirebilir ve müzmin inatçı bir öksürüğe yol açabilir. 
♦ Ağır, yağlı, baharatlı, kolalı yiyecekler yenilmemeli ve alkol içilmemelidir.
♦ Az ve sık yemek yenilmesi önerilir. Yatarken yüksek yastık kullanmalı veya yatağın baş tarafı yükseltilmelidir.
♦ Reflüyü engelleyen tedavi eden ilaçlarla hem reflünün hem astımın kontrolünde başarı sağlanabilir. 

ASTIM VE SİGARA

♦ Hamileyken sigara içen annelerin bebeklerinde astım gelişme riski fazla olduğu gibi gebelik süresince pasif sigaraya maruz kalan gebelerin (örneğin baba sigara içiyorsa) çocuklarında da astım gelişme olasılığı fazladır
♦ Çocukların hayatlarının ilk yıllarında sigaraya maruz kalmaları, akciğer gelişimini olumsuz etkilediği, solunum fonksiyonlarının yaşıtlarından daha düşük olmasına yol açtığı gibi astım gelişme olasılığını arttırmaktadır.
♦ Astımlıların pasif olarak sigaraya maruz kalmaları, astım ataklarının sıklığını arttırmakta ve kontrolü güçleştirmektedir.
♦ Sigara astımlılarda tedavi edici ilaçların tedavi etme yeteneğini bariz şekilde azaltmaktadır.

ASTIM TAMAMEN YOK EDİLEBİLİRMİ?

Astımı tamamen yok etmek mümkün olmayabilir ancak astımda tam kontrol mümkün olabilir. Özellikle düzenli takip, disiplinli ilaç kullanımı ve doktor tavsiyelerinin yerine getirilmesi ile astımın tam kontrolü mümkündür.

ASTIMDA TAM KONTROL NE DEMEKTİR?

Astımda tam kontrol hastanın hiç bir nefes darlığı, öksürük, göğüste tıkanıklık hissinin olmaması, eforla nefes darlığının olmaması, gece nefes darlığı ile uyanmaması, kurtarıcı ilaç kullanmaması, nefes darlığı nedeni ile acile başvurmaması, astım nedeniyle hastaneye yatmaması ve bunlar sağlanırken de ilaçların herhangi bir yan etkisi olmaması anlamına gelmektedir. Bu hastaların çoğunda ulaşılabilir bir hedeftir.

ASTIM VE TEDAVİ

Astımlı hastaların tedavisinin temelini eğitim oluşturmaktadır. Hasta hastalığı ile ilgili tüm bilgilere sahip olmalı, hekim ile sürekli diyalog halinde olmalıdır. Sağlığındaki en ufak değişimleri hekimiyle paylaşmalı, önerilen ilaçları önerilen sürede düzenli kullanmalı, düzenli kontrollerine gitmelidir. Eğer hasta günlüğü tutması ve PEF metre ölçümleri yapması istendiyse bunları aksatmadan ve bıkmadan yerine getirmelidir. Bu öneriler tutulduğu zaman astımın tam kontrolü mümkün olabilir. Astım ilaçlarının büyük bir kısmı soluk alma (inhalasyon) yolu ile kullanılan ilaçlardır ve özel aletlerle verilmektedir. Bu değişik aletlerin kullanımı konusunda mutlak surette hekiminizden eğitim almalı ve tekrarlayan vizitlerde doğru kullanıp kullanmadığınız hekim tarafından kontrol edilmelidir.

Tedavi ikiye ayrılır : 1) Koruyucu,tedavi edici ilaçlar 2) Rahatlatıcı, bronş genişletici ilaçlar

KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ İLAÇLAR NELERDİR?

Bu ilaçların temelini sprey veya toz şeklinde verilen kortizonlu ilaçlar oluşturmaktadır. Bunlar tek başına veya alerji iltihap giderici etkisi olduğuna inanılan uzun etkili beta mimetik denen ilaçlarla birlikte verilebilir. Bu ilaçların sürekli önerilen dozlarda kullanılması tam olarak kontrolü sağlayabilir. Dozları kontrollerde doktorunuz tarafından ayarlanabilir.
İnhalasyon yolu ile kullanılan kortizonlu ilaçların önerilen dozlarda kullanılması halinde yan etkileri çok çok az olup uzun yıllar güvenle kullanılabilir. Aynı şekilde kombine şekilde verilen uzun etkili beta mimetik ilaçların da yan etkileri ihmal edilebilecek düzeylerdedir.
Yardımcı tedavide bir diğer kullanılabilecek ilaç lökotrien antogonistleri denen ilaç grubu olup, tablet şeklinde kullanılan bu ilaçların etkinliği gerek kortizonlu gerekse kombine ilaçlara göre daha az olup özel durumlarda doktor tavsiyesi ile kullanılabilir. Astımınızın kontrolünde güçlük çekilen bazı durumlarda doktorunuz size ağızdan kortizon verebilir. Doktorun önerdiği süre ve gerekli önlemlerle birlikte kullanılan tablet şeklinde kullanılan kortizonun yan etkiler sanıldığı kadar çok değildir. Ancak bu ilacı kesinlikle aklınıza geldiği zaman ve düzensiz bir şekilde doktor önerisi olmadan kullanmayınız. Bu takdirde tedavinizde geri dönüşümü olmayan bazı sorunların ortaya çıkmasına neden olabilirsiniz. 

RAHATLATICI, BRONŞ GENİŞLETİCİ İLAÇLAR NELERDİR?

Bunlar kısa etkili beta mimetik ilaçlar dediğimiz ilaçlardır. Etkileri çok kısa sürede başlar. Bronşları genişletir. Bronş kaslarında spazmı çözer ve hastanın katı balgam parçalarını kolaylıkla çıkarmasını sağlar. Bu ilaçları tek başına, çok sık ve hekime danışmadan kullanmanız doğru değildir. Özellikle kalp hastalarında tehlikeli sonuçlara neden olabilir.

İMMUNOTERAPİ (AŞI TEDAVİSİ)

İmmünoterapi alerjiniz olan maddeyi gittikçe artan dozlarda vücuda vererek vücutta o maddeye karşı bağışıklık oluşturmayı hedefleyen bir tedavi şeklidir. Astımın kontrolünde güçlük çekilen, astımla birlikte alerjik nezlesi de olan özellikle çocuk ve gençlerde doktor önerisiyle immünoterapi denenebilir.

HAYAT BOYU İLAÇ MI KULLANACAĞIM?

Gerekirse evet! Tedavide kullanılan ilaçlar yıllardan beri kullanılan, milyonlarca insanda denenmiş güvenilir ilaçlardır. Çok uzun süreler kullanımlarında güvenilirlikleri kanıtlanmıştır.
Astım tedavisinde amaç ağır bir astımlıyı orta derecede astımlı hale getirebilmek, orta astımlıyı ise hafif astımlı hale getirebilmektir. Bu amaçla bazen ilaçların hiç dozunu azaltmadan sizin kontrolünüzün sağlandığı dozda 6ay yada 1 sene sürekli kullanmak gerekebilir. Bu süre sonunda tam olarak kontrol sağlandıysa hekiminiz dozu düşmeyi deneyebilir. Dozu kendiniz düşmeyin. Doz gittikçe düşürülerek bir süre sonra hiç ilaç kullanmaz hale gelebilmek hastaların bir kısmında mümkün olabilmektedir. Ancak ilaçların dozunu kendiniz azaltmayın ve ilaçlarınızı kendiliğinizden bırakmayın.

Avrasya Hospital Göğüs Hastalıkları uzmanı Dr. Banu Altoparlak Kapar
  

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner33

banner14

banner34