banner32

Toplumda Tükenmişlik Sendromu Hakim

Gazeteci Yazar Hüseyin Çetiner'in yeni Makalesini yorumsuz olarak yayınlıyoruz ...

Toplumda Tükenmişlik Sendromu Hakim
Yıllar önce yani 1980’li yılları hatırlıyorum bu kadar lüks arabalarımız, evlerimiz ve akıllı telefonlarımız yoktu.

Hıyarlarımız, domateslerimiz de tornadan çıkmış gibi genleri il oynanıp düm düz değildi.

Eğri büğrü yamuk yumuktu ama kokusu 10 metre ileride hissediliyordu. Lezzeti ise muhteşemdi. Bugün Mevye ve sebzelerde görüntü ve tip 10 numara ama lezzet sıfır.

İşte Genetiği ile oynanan GDO’ lu ürünler ile beslenen insanlarımız  da artık GDO’lu oldu 

Organik insan olmak artık çok daha zor. Herkes kendini bulunmaz HİNT kumaşı sanıyor.Üç beş sosyal medyada öğrendiği süslü ve caf caflı sözler ile herkesi kandırabileceğini düşünen tipler aldı başını gidiyor. Toplumun geneli çalışmak üretmek yerine  kısa yoldan köşeyi dönmenin derdinde. Her gün envai tip ile karşılaşıyoruz. Artık kâmil insan erdemli insan bulmak zor. Dürüstlük aptallık sanılıyor. Abara dubarı üçkağıtçılık ise meziyet olmuş durumda. Bu tür insanları Allah’a have edip bu konudan çıkmak isterim.

Düşüncemiz ve hayallerimiz ile dalga geçenlere selam olsun

Teşpihte hata olmasın insanlık tarihinde büyük işlere girişen herkes içinde bulunduğu toplumda olayları net görüp okumayanlar tarafından dalga geçilmiş, küçük görülmüş, tahkir edilmiş olduğunu kaynaklarda okumaktayız.

Hiçbir peygamber kavmine yeni bir din getirdiği zaman kavmi tarafından ne kadar  güzel bir din aldık kabul ettik denmemiş.

İlk önce dalga geçilmiş, hor görülmüş alaya alınmış ve sonrada baskı ve şiddet ile bu düşüncesinden vaz geçirilmeye çalışıldığını peygamberler tarihi kitaplarında okuduk.

Haşa biz kendimizi Allah tarafından azgınlık ve sapıklığa bulaşmış toplumlara gönderilen peygamberler ile kıyaslayacak değiliz.

Ama önemli her iş öncesi kafası çalışmayan mevcut düzenin devamından yana olan bazı kişiler kendilerinden farklı düşünen ve olaylara  farklı bir gözle bakanlara karşı küçük görme ve alaya alma durumu tarihin her döneminde var olmuştur.

Geleceğim Zeytinburnu Platformu olarak tarihi mekanlarımızdan halkımız istifade etsin dediğimiz için nerede ise bize savaş ilan edecek zatlar var onlara üç beş laf edeceğim

Biz siz kim oluyorsunuz da bu kadar boyunuzdan büyük işlere karışıyorsunuz. Siz emekli lokali açmak ve  ilçenin elektriği suyu ile alakadar olun. Sizin düşündüğünüz işleri ancak devlet yapar diye yorum atanlar var.

Bu dostlara şunu söylemek isterim. Biz hiçbir yerde 565 yıllık metruk tarihi hamamı kendi imkanlarımız ile restore edeceğiz demedik.

Gidip sahibi ile konuştuk. Devlet büyüklerimizin de bu mekanlarımızı restore edip yerli ve yabancı turizmin istifadesine sunmalarını istedik. Ne zamandan beri vatandaşın DEVLETTEN talepte bulunması büyük iş olmuş ? Bizi isteklerimiz Marmaray’dan, Yavuz Sultan Selim Köprüsünden daha m ı büyük. Biz sadece plato tarzında tensili olarak İstanbul’un FETHİNİ canlandıracak bir mekan ve tarihi yapılarımızın iyi bir tanıtım ile yerli ve yabancı turizme kazandırmak adına farkındalık oluşturmanın peşinde koşmak ne zamandan beri büyük iş olmuş be hey densizler.  Bizim düşüncelerimizin hayata geçmesi için ilk ETAP’ta Zeytinburnu belediyenizin kaynakları bile yeterli olur.

Benim ve Yönetim Kurulu Üyesi Arkadaşlarımın başarılı olacağımızdan endişemiz yok…

Bizler ne tür isteklerde bulunduğumuzun farkındayız. Kesinlikle absürd isteklerimiz yok. Taleplerimiz çok sade, basit ve net. İlçemizde bulunan tarihi cami, Klise, Cem evi, Mevlevihane, ve diğer mekanlarımızın turizme kazandırılıp 10 binlerce  işsizimize iş kapısı açmak adına bir derdimiz var diyoruz.

Siz  ise ya hayır konuşup yada susacağınız yerde malayani boş konuşmalarla bizim şevkimizi kıracağınızı düşünüyorsanız bu zor.

Şu an platformuz ileride içi dolu halkın ve ülkenin adına çalışan güçlü bir vakıf olarak Zeytinburnu ilçesinde bulunan bütün tarihi yapıları  yerli ve yabancı turizme açacağız. Sizin kafanız basmıyorsa bize de oturun oturduğunuz yerde söz söylemenize gerek var mı bir kez daha düşünün deriz size.

Biz sizin gibi Zeytinburnu’nu yattığımız yemek yediğimiz yer olarak görmüyoruz

Bizim için :

Zeytinburnu demek, tarih demektir,

Zeytinburnu demek kültür demektir

Zeytinburnu demek emek demektir

Zeytinburnu demek barış ve dostluk demektir

Kısaca biz kendimize “İnsanların en hayırlısı İnsanlara faydalı olandır”  Hadis-i Şerefini rehber edindik. Sizin şevkimizi kırmak için söylediğiniz üç beş boş sözden etkileneceğimizi mi düşündünüz acaba ?

Bizim için Zeytinburnu adı barışı ve dostluğu sembolize eder.

Zeytinburnu’nda 1947 yılında gece kondu yapılaşması başlamadan önce şifalı suları, Bağ bahçelik yerleri ile bilinen bir ilçe idi.  Halen Günümüzde CEVİZLİBAĞ,MODABAĞ,DOTLUK isimler ,ile bilinen semtlerimiz buna örnektir.

Zeytinburnu ilçesi Bizans döneminde Küdüslü Papazlar’a, Osmanlı döneminde bir çok Müslüman din alimine ev sahipliği yapmış önemli bir mekandır.

Zeytinburnu'nda tarihi mekanlarımız için bundan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak

Biz sizleri bizim hayallerimize inanmaya davet ediyoruz. İnanın bize.

Sultan Mehmet Hayal etmeseydi Fatih olup İstanbul'u alamayacaktı.

Selahaddin Eyyubi Hayal etmeseydi KUDÜS'ü haçlılardan kurtaramayacaktı.

Mustafa Kemal Atatürk yeni  bir devlet  kurmayı hayal edip Türkiye Cumhuriyetini Kurmasaydı ülkemiz Yunanlıların Ayakları altında esareti yaşayacaktı.

Yapılacak olan tek  şey bizim çalışarak bu hayalimizi yanımızdaki  arkadaşımıza, dostumuza anlatmak olacaktır.

Biz bıkmadan usanmadan hayallerimizi DEVLET BÜYÜKLERİMİZE anlatırsak bir gün onlarda BU FAYDALI HAYALİMİZE BİGANE KALMAYACAK Ve üstünde oturduğumuz hazine sandıklarının kapaklarını açıp halkımızın bu hazineden pay alması mümkün hale getireceklerdir.

Düşünün sadece ….

Lütfen düşünün her yıl 29 Mayıs İstanbul'un fethinde başlayıp Cumhuriyetimizin kuruluş tarihi olan 29 Ekim'e kadar 5 ay her gün saat 14.53 ve 19.23 de bir seans olmak üzere  günde 2 seans olarak geniş bir tiyatro ekibi olarak aslına uygun bir şekilde İSTANBUL'UN ne kadar zor şartlar altında fethedildiğini genç kuşaklarımızı sembolik bir bilet ücreti ile, yabancı Turistlere de ülkeye gelir getirici bir meblağ ile bilet satışı yapılsa kötü mü olur ?   

Biz inanıyoruz sizde inanın ...bu İş ya olacak ya olacak başka çaresi yok.

Teşekkürler :

Tarihi Mekanlarımızın gelecek kuşaklara sağlıklı bir şekilde aktarmak için yaptığımız çalışmalarda bizi hiç zaman yalnız bırakmayan Avrasya Hastaneler Grubu Kurucusu ve yönetim Kurulu Başkanı Op.Dr.Sayın Hüseyin Urlu Hocamızai ve Uluocak Mimarlık’ın Kurucusu ve sahibi Mimar Süleyman Uluocak’a kendim ve platform adına teşekkür ederim.

Siz siz olun hayali ve düşüncesi olanları hafife almayın. En iyisi sizin de bir hayaliniz ve düşünceniz olsun. Bu şekilde hayali olan düzgün insanlarla uğraşmamış olursunuz.

İstanbul Times / Hüseyin Çetiner 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner33

banner14

banner34