Yeteneği henüz 4 yaşındayken keşfedilen Türk besteci ve piyanist Tuluyhan Uğurlu aynı yıl İstanbul Belediye Konservatuvarı Piyano Bölümü’ne kabul edildi. 7 yaşında devlet tarafından açılan “Harika Çocuklar” Sınavını kazanan sanatçı, yurt dışında yüksek müzik eğitimi yapmaya hak kazandı.

Lise ve konservatuvarın ardından eğitimini Viyana Müzik Akademisi’nde tamamlayan Uğurlu, akademide master yaparken, sanat yaşamının en ciddi kararını vererek, klasiklere veda etti ve sadece kendi eserlerini seslendirmeye başladı. Sanatçı, canlı konser kayıtlarından oluşan Go With God ve Kutsal Kitaplardan Ayetler isimli ilk iki albümünde hayranı olduğu Bach’dan esinlenerek inanç konularına eğildi.

1996’da Türkiye’de yaptığı “İstanbul Kanatlarımın Altında” film müziği ile ünlenen sanatçı Uğurlu, Cumhuriyetin 75. yıl kutlamaları için Mustafa Kemal Atatürk ve Güneşin Askerleri, adlı albümünü çıkardı. Uğurlu, 99 depreminin ardından  bestelediği eserlerini ise Şehrin Gözyaşları adlı albümünde topladı.

Çeşitli belgesel müzikleri de yazan piyanist, son piyano eserlerini “Beyazıt’ta Zaman” isimli albümünde bir araya getirdi. Aynı dönemde ilk senfonisi olan Senfoni Türk‘ü de tamamladı. Bu eserinde senfoni orkestrası, mehter takımı, Türk Müziği enstrümanları ve piyanoyu bir arada kullanarak, Türk Klasik müziğinde bir ilke imza attı.

Tuluyhan Uğurlu, 2003 yılından itibaren Klasik Müzik dünyasında yapılmamış bir ilke imzasını atarak, konserlerini konser salonlarının dışına taşıyıp, tarihi mekanlarda gerçekleştirmeye başladı.

Görüntülerle mekan tarihinin anlatıldığı bu proje çerçevesinde piyanist Uğurlu, Nemrut Dağı (2150 Metrede verilen özel konser), Sirkeci Garı, Hattuşa, Truva, Tuşba antik kentleri, Dolmabahçe, Yıldız, Çırağan ve Beylerbeyi Sarayları, Çimenlik Kalesi, Sultanahmet Meydanı, Kapalıçarşı gibi tarihi yerlerde konserler verdi. 26 Ağustos 2005 sabahı saat 05.30’da piyanosunu 1753 metrede Kocatepe’ye çıkararak, Atatürk ve şehitler için çaldı.