banner32

FETÖ Olayı Sürekli Mağdur Yaratıyor

FETÖ denen yapının artık devleti biz yönetmeliyiz. Biz Olmazsak Erdoğan ve Ak Parti bir şey yapamaz tezini seslendirdiği günden beri olayları takip eden bir basın mensubuyum.

FETÖ’nün alt kesimi İBADETTE, Orta kesimi Ticarette, ve üst (TEPE) kesimi ise İHANETTE olduğunu Erdoğan ifade etmişti.Şu an Cezaevlerinde ibadet ve Ticaret kesiminde olan çok kişi var.  Ama İhanet kesiminde olan ilk 100 kişi içinde kaç tanesi cezaevinde sormak isterim.

Darbe girişimine katılıp halkın üzerine kurşun yağdıran, veya darbeye katkı sunmak için Tank’a veya diğer bir darbe materyali kullanan kim varsa anasından emdiği süt burnundan getirilsin.

Ama Müdürü şoförüne sen çarşıya gidiyorsun şu parayı al şu hesaba kurban bedeli olarak yatır dediği şoför içerde havaleyi yapan paranın sahibi dışarda ise burada bir sorun var demektir.

Aylardır FETÖ denen yapının özellikle cezaevlerine çok kişi girsin ve Ak Parti’de aşırı mağdur sayısından dolayı halkın içine çıkıp gezemesin düşüncesinde olduğunu söyledim durdum.

Çok yakından tanıdığım öyle halim selim ve Ak Parti için maddi manevi bedel ödeyen çok sayıda kişinin yakınları işinden atılıp açlığa mahkum edildiği için şu an Ak Parti’ye şüphe ile baktıklarına her gün şahit oluyorum. Ak Parti Mağdur sayısını behemahal aza indirip FETÖ’nün bu oyununu bozup halkı yanına almalıdır.  

Bylok Denen Program tek başına suç aleti olmamalıdır 

FETÖ denen yapının kullandığı söylenen Bylok denen mesajlaşma programı bu yapının bir alameti farikası yani ayırt edici özelliği olabilir. Ama tek başına mademki sen bunu kullandın o halde sana ne iş ne aş ne de itibar var açlıktan öl demek hiç doğru ve insani bir şey değildir.

Bakınız Osmanlı tarihinde adını yanlış hatırlıyor olabilirim ama Abdulmecid’in katledilmesine adı karışan Mithatpaşa’nın suçu sabit olup sürgüne gönderilmesi kesinleşince Sultan II.Abdulhamid açlığa mahkum edemeyiz diyerek Maaş bağlatıyor.

Henüz suçlu olup olmadığı yargı kararı ile sabit olmayan çok sayıda kişinin işine son verip SGK siciline FETÖ ile iltisaklıdır ibaresi düştüğünüz zaman o kişinin iş bulması  mümkün değildir. Diyelim ki baba yargılama sonunda suçlu bulunsa bile eşini de ondan dolayı işten atmamalısınız. 

Devlet bir an önce halen FETÖ tarafından organize edilen ne kadar çok suçlu oluşturursak Erdoğan ve Ak Parti’den halk desteğini azaltırız hesabı yaptığını görmemek mümkün değil. 

16 Nisan Referandumu öncesi Küçükçekmece ilesinde yaptığımız sokak söyleşisinde Muhabir arkadaşımız kapalı ve orta yaşta bir teyzemize şunu sordu “Yarın Referandum Sandığı Önünüze Gelirse Evet mi Hayır mı Dersiniz Neden ?

Teyzemiz ağlayarak şunları söylemişti “ Biz eşimizle beraber 35 yıllık Milli Görüşçüyüz. Oğlum Hava harp okulunda 3.sınıf öğrencisi 14 Temmuz’da kamp için Yalova’ ya götürmüşler.

15 Temmuz’da araçlara bindirip silahsız bir şekilde getirip bir yere bırakmışlar. Bu öğrenciler tek kurşun sıkmadı ve kimseye zarar vermedi 6 aydır mahkemeye bile çıkmadan Silivri de cezaevinler.

Biz Çocuklarımızı FETÖ’ye değil devlete verdik. Devlet iyi bir denetim kurup bu yapının oralarda palazlanmasına imkan vermişse bu bizim suçumuz mu diyerek yaşanan sürece isyan etmişlerdi.

Bu konuda değil makale 400 sayfa kitap bile yazmak mümkün ama ben şunu söyleyip bu kısmı kapatacağım. Hükümet çok acil bir şekilde bu yapı ile alakası olmayanları tespit edip görevlerine iade etmelidir. Aksi halde ne kadar ok mağdur olursa hükmet o kadar çabuk yıpranır bu iki kere iki DÖDT gibi kesin bir şey. BU KONU HÜKMET İÇİN ÇOK MÜHİM.

Şimdi gelelim Zeytinburnu konusuna

Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın’ı ve yardımcılarını yakından tanıyorum.17/25 den sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın bu yapı ile aranıza mesafe koyun. Açıklamasından sonra Murat Aydın gibi tecrübeli bir siyasinin bu yapı ile iletişim halinde olmasını değil düşünmek aklımdan bile geçiremem. 

15 Temmuz’da neden ABD’de idin diyerek bunun altında bir şeyler aramak anlamlı ve mantıklı değil.. Eğer İBB ve Zeytinburnu Belediye başkanı darbe olacak bizde Türkiye’de olmayalım diye yurt dışına gitmek isteselerdi  bu muhtemelen ABD değil başka bir Avrupa ülkesi olmaz mıydı.

15 Temmuz’da Zeytinburnu ilçe Emniyet müdürü olan Erdem Torlak henüz darbenin seyri belli değil iken ABD’de olan Zeytinburnu Belediye başkanı Murat Aydın yardımcılarını bana göndererek bütün araç ve gereçleri Emniyetin hizmetine sundu açıklaması yaptı.

İstanbul’un 39 İlçe Belediye başkanını olduğu gibi Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın ve ekibini İmar konusunda, şehircilik konusunda elbette eleştirmek mümkün.

Zaten Başkan’da haklı ve yerinde eleştiriye karşı olan birisi değil. Aksine eleştiriden yararlanan birisi olduğuna defalarca  kendim şahit oldum. Bende başkanı bir çok konuda eleştirdim. 

Mesela tarihi mekanlarımızın turizme kazandırılması için yeterli çalışmaların olmadığını ifade etmiştim. Bundan dolayı de bari bizler üzerimize düşeni yapalım diyerek 12 arkadaşımla beraber Geleceğim Zeytinburnu Platformu’nu (GZP) kurmuş çalışmalara başlamıştık.

Zeytinburnu’nun etrafının yüksek binalar ile çevrilmesine karşı olduğumu daha önce defalarca  yazı ve haberlerimizde ifade etmiştim. 

Göç ve İskan politikasında merkezi hükümetin hatalı işler yaptığını ve Murat Aydın’ın da bu göç ile gelen ve Zeytinburnu ilçesinin demografik yapısını değiştiren Suriyeliler ile alakalı biz Ensarız onlar Muhacir benzetmesinin de doğru olmadığını söyledim.

Başkanın bu konuda farklı bir söylem geliştirmesi şart. Bizler Suriyeli kardeşlerimiz bombalar atında ölsün diyecek değiliz ama böyle plansız GÖÇ’te olmaz demeye hakkımız var.

Ama bu binaların izinlerinin de TOKİ,EMLAK Konut ve İBB tarafından bir nevi başkan by pas edilerek verildiğini de biliyorum.

İlçe belediyesi bu kurumların onayları için zorluk çıkarabilir ama o zaman’ da ilçeye hiçbir hizmetin gelmeyeceğini de biliriz.  

Başkan Murat Aydın’ı hizmetlerinden dolayı eleştirmek ayrı, 247 Vatandaşımızı şehit eden,2 binden fazlasının da gazi olmasına sebep olan bir yapı ile başkanı aynı karede gösterecek sorular sormak da İNSAFSIZLIK olur.

Bunu söylerken de Gazeteciler de soru sormasın da demiyorum. Tabi ki gazeteci meslektaşlarım sorularını soracaklar. Buna karşın başkanın da kendisini savuma hakkı her zaman vardır.

Zeytinburnu Belediye tarihinde ilk Kadın başkan yardımcısı Gönül Demirel’e sahip çıkmamız gerekir 

Bosna’nın bilge Kralı Aliya İzetbevoviç diyor ya :

“Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil dostlarınızın sessizliği olacaktır” diyor.

Bu fakir Ak parti Zeytinburnu ilçe teşkilatının kuruluş sürecinde bulunmuştur. Şu an tek bayan başkan yardımcısı olan Gönül Demirel hanımda o zaman kadın kolları başkanımızdı.

Bugün kendi üzerine kayıtlı olan bir telefonunu kardeşinin kullandığı daha önce medya ya yansımıştı.Bu hatlarda Bylok olup olmadığı ile alakalı bende resmi bir belge yok. 

Diyelim ki bylok var. Bu hattı Gönül hanımın kullanmadığı HTS kayıtlarında çıkar. Aslında kullanıldığı dönemde suç olmayan bir şeyin daha sonra suçmuş gibi muamele görmesi de beni ürkütüyor.

İleride birileri de çıkıp Face Book ve Twitter de kullanmak suç diyebilir desem bazıları hemen onlara tavsiye ve şifre ile girilmiyor diyebilir. 

Bu Bylok arama motoru Fetö’nün alameti farikası olabilir. Ama bunu indirmekten ziyade burada ne konuştukları önemli olması gerekir.

Şu an  zamanın ruhuna göre bir algı yaratılıp Bylok indiren herkes vatan hainidir ön yargısı ileride telafisi zor bir sonuç doğurabilir. 

Aliya İzzetbeoviç’in ifade ettiği sözlere muhatap olmamak için 17 yıldır tanıdığım Gönül Demirel hanımın  dik duruşu, vatana ve millete faydalı işlerin içinde olduğuna şahidim.

Hele hele 17/25 den sonra malum yapı ile bir beraberliğinin olmuş olabileceğine inanmıyorum.

Teşpihte hata olmasın ama tarihte en büyük imtihanlara Peygamberler ve İslam alimleri muhatap olmuşlardır.

Bugün başkan yardımcımız Gönül Hanımın üzerine gidilmesini sağlıklı ve doğru bulmuyorum.  

En büyük vekil Allahtır Diyorum inşallah bir çok insanımızı zan altında bırakan bu itham ve suçlamalar da geçecektir zaman her şeyin ilacıdır. 

İşte Kısa bir süre önce Face Bok hesabımda şu mesajı paylaştım 

Bu FETÖ olayında aylardır görünmeyen bir elin özellikle Mağdur sayısını attırmak için çaba sarf ettiğini daha önce defalarca haber ve makalelerimizde yazdık ve söyledik..

17/25 den önce Türk halkının % 80 'i bir şekilde alnı secde gören gençlerimiz asker, polis, öğretmen ve memur olsun diye bu harekete samimi bir şekilde destek vermişti.

Ancak MİT müsteşarı Hakan Fidan üzerinde OSLO görüşmelerini bahane edip başbakan'ı vatana ihanetten devre dışı etmek için başlatılan HAİN PLANIN ERDOĞAN TARAFINDAN DEŞİFRE EDİLMESİNDEN SONRA ipi ABD, İngiliz, İsrail ve Almanların elinde olan malum Yapı bu sefer GEZİ olayını kullanmaya çalıştı.

Bu da olmayınca 17/25 Aralık'ta 4 tane bakan oğlunun karıştığı yanlış bir parasal olayı bahane ederek HÜKÜMETİ DÜŞÜRMEYE KALKTI.

Bu da olamayınca ADETA çılgına dönem Malum yapının İHANET kısmında yer alan ekip işi azıtarak zaten 81 emniyet müdürünün 76 sını biz atamışız ,350 generalin 180' i bizi dinler.

Üç beş bomba fırlattığımız zaman Darbe ile Hükümeti deviririz dedi ve 15 Temmuz'da harekete geçti. Allah'ın inayeti,Erdoğan'ın basireti ve halkın cesareti ile DARBE girişimi geri püskürtüldü.

Aynı yapının içinde olduğu izlenimi verilen bir el mağdur sayısını artırıp Erdoğan'ı yalnızlaştırmak adına bir çok TEMİZ insana suç isnat ediyor.

İstanbul'un 39 ilçe belediye Başkanın İMAR konuları başta olmak üzere birçok yönünü eleştiren bir basın mensubuyum.

Ancak 17/25 den sonra Murat Aydın gibi tecrübeli bir siyasetçinin Malum yapının yakınında geçeceğini düşünmeyenlerdenim.

Sonuç olarak Zeytinburnu Belediye başkanı sayın MURAT AYDIN'a daha önce bir çok yazı ve haberimizde en sert eleştirileri de yaptık. Başkan eleştirilerimizi olgunlukla karşıladı ve bir çoğunun da gereğini yaptı.

Ancak şu an toplum tarafından nefretle karşılanan bir yapı ile başkanı aynı karede göstermek yanlıştır ve hatalıdır. 

Zeytinburnu İlçesinin kitabını yazan ve başkanı 25 yıldır tanıyan ve takip eden birisi olarak 17/25 den sonra başkanın malum yapı ile ilişki içinde olduğuna dair bana belge veya kanıt sunsunlar bunu gazetemizin MANŞETİNDE DUYURACAĞIMA SÖZ VERİYORUM.

BİR MURAT AYDIN KOLAY YETİŞMİYOR. ZEYTİNBURNU KABUĞUNU KIRIP ANKARA BÜROKRASİSİNE İNSAN VERMEYE BAŞLAYINCA VE BAŞKANIN ADI GELECEK SEÇİMLERDE İBB VE BAKANLIK İÇİN GEÇİNCE YALAN YANLIŞ SORULAR İLE BAŞKANI YIPRATMAYA ÇALIŞMANIN KARŞISINDA OLMAK İNSANİ BİR REFLEKSTİR.
BU ARADA CHP ZEYTİNBURNU BELEDİYE MECLİS ÜYESİ SAYIN SADETTİN ULUBAY'INDA NEDEN DOLAYI TUTUKLANDIĞI KAMUOYUNA AÇIKLANMALIDIR.

İstanbul Times / Hüseyin Çetiner  / 3 TEMMUZ 2017
YORUM EKLE

banner33

Powered by Dailymotion

banner34